bu konuyu bir kaç gün önce koreli yarimin kardeşi ile tartıştım. kendileri tarihçi oldukları, ben de bu konulara merak duyduğum için heyecanlı fakat rahatsız edici bir sohbet oldu:
deney x:
düşünün ki bir odada kütüğe bağlandıktan sonra vücudunuza doğal aloe vera ile birlikte kimyasal yapısıyla derinizi yumuşatan ve sarkıtan bir ilaç enjekte ediliyor. sonrasında sizi kırmızı karıncaların yer aldığı bir odaya alıyorlar ki daha taşınırken bile kütüğe bağlı olduğunuz yerlerden deriniz kopmaya başlamış oluyor. sonrasında et sever karıncaların insan vücuduna etkileri anestezi uygulanmamış zavallı şahsınız üzerinde araştırma konusu yapılıyor.
deney y:
büyük bir fan yüzünüze şiddetle hava üflemeye başlıyor. beş dakika sonra derinizde iritasyona bağlı açılmalar görülürken, iki saatin sonunda deriniz yüzülüyor, göz kapaklarınız koruma yetilerini yitirdikleri için gözleriniz akıp gidiyor. sonuç ise hayal bile edilemeyecek bir acıyla gelen ölüm...
deney z:
yüksek yerden düşerken yaşanan ölü katılaşmasını araştırmak için ve ayrıca, bu durumun yaşlara göre safhaları ve şiddetini anlayabilmek için 20 metreden yaşınıza hiç bakılmadan aşağıya atılıyorsunuz.
bunlar aslında yapılan deneylerin kanımca en insaflıları(!). yani öyle bir kafa var ki bu görevdeki bilim adamlarında, "siz de allah korkusu yok mu" demek istiyorsunuz. uluslararası platformda katledilen insanların savaş esirleri oldukları teorisi kabul edilmişken bir de çinliler'in kalitesiz propagandaları ve sahte fotoğrafları japonlar tarafından çürütülünce "unit 731 aslında suçsuzdur! insanlığın geleceği için araştırmışlardır." diyebilen liberaller bile çıkabiliyor.
aslında bu tarz deneylerin meksika ve afrika ülkelerinde an itibariyle yapılmakta olduğunu bilmeniz sizi nasıl etkiler takdiri midenize bırakıyorum.