07/02/2009 tarihli Necip Fazıl denen diyalogcu kürt islamcı üzerinden bu eksende (bkz: necip fazıl kısakürek/#4660035) geçen bir tartışmada selim pusat başlığına yazılan bir yazı yüzünden 12/10/2011 tarihinde savcılığa şikayet edilmesidir. bahsi geçen girdinin zaten daha önce tarafımca veya moderasyon tarafından çok önceden (hatırlamıyorum) silindiği buna rağmen, savcılığa şikayet edenin bu yazıyı delil mahiyetinde elinde tutup silinmesinden seneler sonra bahsi geçen tarihte savcılığa verdiği ve Savcılığın ise bu işgüzar şikayet üzerine yaptığı araştırmada delil olan yazıda "kişisel yorumlarını kaydettiği, söz geçen yorumlara bakıldığında ise atılı suç unsurlarının taşımadığı kanaati edilmiştir" diye bilgilendirmesidir.
Diyeceğim odur ki "suç unsuru taşımayan kişisel yorumları" bir kenara kaydetip silinmesine rağmen yıllar sonra savcılığa verip insanların özgürce yorum yapma olanaklarını baskı altına almaya çalışan bir kesim var sözlükleri takip eden. Bu kesimin girdinin silinmesinden yıllar sonra savcılığa başvurması ne kadar baskıcı, kinci olduklarının bir göstergesi. Bununla beraber işin kötü yanı ise savcılık kağıdının kişiye değil internet bağlantısı sahibine gitmiş olması. yani yüzlerce kişinin aynı anda bağlanabileceği bir wireless network üzerinden yazılan bir yazı yüzünden iki bağlantı sahibinin rahatsız edilmesi kabul edilebilir gibi değil.
Ülkenin sürüklendiği bu baskıcı ortamın vehameti, ipsiz sapsız nedenlerden ötürü cumhuriyet başsavcılığına şikayette bulunacak kadar örgütleşmiş fanatikler "Türkiye iran olur mu?" sorusunda önemli bir nokta arzetmekteler. herkesin muhbir olduğu, bir tartışmayı bile kaldıramayacak kadar bağnaz olduğu bir cumhuriyete doğru ilerlemekteyiz. Türkiye elbette doğrudan doğruya iran olmaz Amerika'nın kapitalist pazarlarından birinden çıkacağı için lakin halkının iranımsı bir tahamülsüzlükle muhbir olduğu, farklı seslerin baskılanmaya çalıştığı bir ülkeye gittiği de kesindir. Savcı Allahtan bu şikayeti yapan biri gibi fanatik değilmiş ki kovuşturmaya gerek görmemiş. Lakin savcılar da bu fanatikliğe ulaştığında başımız çok ağrıyacaktır.
Bununla beraber ağrısın! Ziyanı yok. Bir Türk Milleti ve devleti lehine gördüğümüz her şeyi yapmaktan, söylemekten ucunda cezalar, işkenceler olsa da çekinmeyiz. 80 darbesinde de bunu yaşadık 1944te de, Osmanlı zamanında da.
tek derdim kendi adıma abone olmadığım internet sahiplerinin başlarının biraz da olsa ağrıtılmasıdır.