''vay benim anam babam'' dedirten karşılaştırmadır. şöyle bir karşılaştıralım bu iki kahramanı;
jimmy page:led zeppelin in kendine özgü sound'unun oluşmasının %25'i olan, yardbirds ile çalıştığı dönemlerde jeff beck ile beraber süper çift sesli gitar performansları sergileyen, bir dönemler kara büyü ile kafayı bozmuş olan, zoso diye okunan garip bir işareti kendine sembol edinmiş olan, les paul ü dört dörtlük kullanan, communication breakdown isimli çalışmada attığınız gitar solosu neden sanki bir ayakkabı kutusundan çıkıyormuş gibi kısık geliyor sorusuna "uzaklık derinlik yaratır" şeklinde cevap veren, berbat bir giyim zevkine sahip olan rock gitaristi.
ritchie blackmore:bir melodi çalarken araya bambaşka bir melodiden riff'ler karıştırıp hiçbirşey olmamış gibi çalmaya devam etme ustası. doğru mu duydum acaba diye geri dönüp bin kere dinlediğinizde farkediyorsunuz ki still i'm sad çalarken solonun arasına god rest ye merry gentlemen sokuşturmuş hayvan. aynı zamanda gitari sanki arif sag saz çalıyormuşcasına da çalan bir zattır kendisi. 1986 finyl vinyl albümünde yer alan difficult to cure parçasında bunu ispat edercesine taplemektedir (keza burada da birden beethoven'a dalıp dalıp çıkmaktadır) inanılmaz bir tekniğe ve melodi hakimiyetine sahip olmasına rağmen rainbow kendisine kaldiktan sonra gitgide hiç risk almayan baygın parçalar yazmaya başlayarak ve kafayı (karısı sayesinde) celtic mirasi ile bozarak herkesi çileden çıkartmıstır. en kısa zamanda özune geri dönmesini beklemektedir rock camiası. sevgiler ritchie abi, öptüm..
not:rock tarihinde fender stratocaster in 3 büyüğünden birisi olarak kabul edilen elektro gitar kahramanıdır. ritchie. *