Yazıdaki mö ve ms bağları resmen çarptı beni. Sizi tebrik etmek istiyorum dede korkutma sal cocuklari, zira bir amerikalı'nın sıradan hikayesini öyle bir plan içinde anlatmışsınız ki etkilenmemek mümkün değil.
Eleştireceğim birkaç nokta da var tabii. izninizle * şöyle ki;
Rehber ile Amerikalı'nın konuşmalarının ingilizce olduğunu düşünürsek, rehberin verdiği yöresel lezzetteki cevaplar bana yapmacık geldi. Beyim kelimesi mesela... Ha direkt bayım diye bir çeviri de beklemiyorum ama beyim olarak yapılmış çeviri beni hoşnut etmedi. lakin çeviri olayı sinirdir biraz, çoğu zaman mantığım almamıştır. (misal üniversitedeki ingilizce hocalarımdan biri çeviriye örnek vermek amacıyla hot dog'ı türkçe'ye nasıl çevireceğimizi sormuştu bize. çoğumuz sosisli sandviç diye çevireceğimizi söylemiştik. oysa iyi bir ingilizce'den türkçe'ye çevirmenin cevabının döner olması gerektiğini öğrenince 'bi' yürü git ya, öyle çeviri mi olur!' diye isyan etmiştim. *) bu anlamda bilmediğim bir mantık da olabilir tabii. hikaye yazımında yabancı dil çevirileri verirken iki dilden hangisine uyulmalı bilemiyorum. ama ben yine de beyim'i sindiremedim.
"çıkarıp cebinden 10 dolar verdi çocuğa, ve çocuğun yarı sevinçten yarı utançtan koşarak uzaklaşmasının ardından..." cümlesinde ve bağlacı öncesi virgül çekti dikkatimi. ve bağlacı ne öncesinde, ne de sonrasında virgül almaz; asla.
keza aynı hata "birazdan ferahlatıcı bir suya dönüşecek ateş gibi, ve o suyun balıklarına dönüşecek odunlar gibi safını belirlemişti kuşcuk." cümlesinde de var.
Öte yandan hikayede biraz daha dikkat çekici olay örgüleri olabilirdi. Durağan bir hikaye olmuş, düşünceler üzerine kurulmuş ama düşünceler de sınırlı tutulmuş. Urfa gezisinde yaşanan birkaç enteresan olay daha verilseydi, daha dinamik bir öykü üzerine konuşuyor olabilirdik şimdi.
Fakat verilmek istenen mesaj okuyan herkeste doğru yere ulaşacaktır bence. Hele giriş ve sondaki bağlantıya... Bayıldım! Yazının en vurucu noktası. Ve tabii 'sen emanete kutsalına değer gösterirsen, allah kısmeti amerika'dan da olsa gönderir.' mesajı... Çarpıldım adeta, asla unutamayacağım ve sürekli aklıma gelecek bir ders verdiniz bir okuyucu olarak bana. Eminim, okuyan herkeste de aynı etkiyi yapacaktır.
ilk söykü yazınız olması, acemi bir tavır sergilemenize sebep olmamış. söykü'ye ayak uydurmuş hemen kelimeleriniz.
yazmaya devam edersiniz dilerim. daha dinamik yazılar bekliyorum sizden şahsen.