sana aşığım. düşünmediğim bir tek an bile yok seni. sesin kulaklarımda hep, gülüşün gözümün önünden gitmiyor. adını nerde, kimden duysam ürperiyorum. aramızda yıllar var. aramızda insanlar var. engeller, olmazlar var aramızda. ama, aşığım işte. masumca, sessizce, gel desen gelecek git desen gidecek gibi. bir şey demesen ömrümce bekleyecek gibi. sana aşığım. aşk denen tılsımlı ülkenin kapılarını araladın bana. uzanıp şöyle bir baktım önce. önce biraz korktum. sonra girdim. sonra çıkamadım. sonra çıkmak istemedim. şimdi burda ölesim var.
sana aşığım. kimsenin yazamayacağı kadar güzel bir şiir yazmak istiyorum senin için. kaf dağının ardındaki zümrüd ü anka kuşunun yakasına yapışmak bir tüy koparıp getirmek istiyorum sana. yüreğini öpmek istiyorum usulca. sana aşığım. kaderlerimizi baştan yazmak, ikimize kesişen yollar çizmek istiyorum. affetmek istiyorum her şeyi, herkesi. iyileşmek istiyorum arınmak kötülüğünden dünyanın. kötülükle karşılaşınca hiç şaşırmayan ruhumu temizlemek istiyorum. sana aşığım. bu aşk için dünyayı yakasım, ömrümü harcayasım var.
gecesinde uyku yüzü görmediğim bu sabah. bir kez daha gücendiğim insanlara, küstüğüm bu sabah. bu sabah zulmün kıskaçlarında çaresizce kıvrandığım, eskidiğim, utandığım bu sabah. sana geldim bütün ümitlerimi birleştirip koca bir buket yaparak heveslerimden. bir kez yüzünü görmek, bir kez sesini duymak, bir gün elini tutmak belki. çok mu fazla istiyorum hayattan bilmem. çok mu haksız istiyorum. sana aşığım. sana bu sabah daha derin, daha esiri kederin, daha amade emrine aşığım.
ölmüyorum çünkü yaşamak daha kolay yenilgiyi kabullenmekten. ölmüyorum çünkü sana aşığım daha çekeceklerim var. ölmüyorum çünkü bende buram buram sen varsın sana kıyamıyorum. ne kadar beyazsın. ne kadar hala asil. ne kadar yağmursun. ne kadar toprak kokuyorsun ne kadar sevgilisin ne kadar güzelsin böyle. ne kadar.
sana aşığım. düşünmediğim bir tek an bile yok seni. uçurumdan aşağı yuvarlanan bir taş parçası çaresizliğiyle, denizde dört seken haşarı bir taş sevinciyle, yeşilin ortasında güneşe doygun bahar bir taş kıvancıyla sana aşığım. aşkın kapılarını araladın bana.
önce korktum,
sonra girdim,
şimdi burda ölesim var.