yıllarca kalburüstü her markadan her türlü mayo, bone ve gözlüğü kullanan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, rakipsizdir bu marka.
mayoları kalça ve bacak anatomisine neredeyse bire bir uyacak şekildedir. nasıl bire bir; giy, düğüm at, hepsi oturur vücuda. dimi. pek öyle değil; arena'nın çoğu modelinde ayyuka çıkmış belirginlikte ve adidas'ta da farkedilir derecede mayolar, ventral pelvis çıkıntısını neredeyse tamamen kapatacak şekildedir. bu kısmın tasarımı speedo'da daha aşağıdan bir geçişle tamamlanmıştır ve doğal anatomik çizgilerle daha uyumludur. bu da daha rahat bir his verir. bir nevi kalça kemiğinden sıkıldığın hissi olmadan yüzersin.
silikon takviyeli bonelerde kulağı kapatan eğriler nike'ta,adidas'ta ve speedo'da belirginken, arena'da daha düz bir formdadır. bu, yüzme konforunu arttıran (belki biraz da sürtünmeyi azaltan) ve kulağa su kaçması ihtimalini nispeten azaltan bir tasarımdır. fakat nike ve adidas'ın standart yetişkin bone boyutları, benim gibi pek koca kafalı sayılmayacak biri için bile fazla sıkıdır ve arena'nın ölçüleri de yine nispeten geniş olsa da, speedo kadar rahat değildir. bunlardan dolayı speedo, bone mevzusunda da ilk tercihtir.
silikonlu standart antrenman ya da yarış gözlükleri için tek belirleyici şey göze tam oturarak lastiği takılı olmadan gözden düşmemesi iken, ne arena'nın ne de diğer markaların bunu tam olarak yerine getirebildiğini söyleyebilirim. gereksiz sertlikteki göz silikonları ve her farklı yüz şekli için garantili olmayan sızdırmazlıkları, speedo dışındaki diğer markaları gözlük konusunda ikinci sınıf yapar. speedo speedsocket ise iyi bir bakımla tık demeden 3-4 yıl götürür. huzur verir.
depar gözlüklerinde arena da aslında fena şeyler üretmez ama speedo sweedish'in yeri de farklıdır.
velhasıl alışan bırakamaz ve su eşyalarından birini yenileyecekse speedo o adamı memur zihniyetine sokar.