Şaşırmadım desem yalan olur, zira -eleştirsem de- bir eksipozitif klasiği olan uzun, bol virgüllü cümleler kullanılmamış bu yazıda. Bir yanım, kimi zaman hata yapmaya fazlaca sebep olan bu alışkanlığını değiştirdiği için yazar açısından seviniyor; bir yanımsa başka bir yazarın yazısını okumuşum gibi hissediyor. Oysa ben nerede bir eksipozitif yazısı görsem tanıyacağıma kalıbımı basardım. Bu yazı, bu tezimi çürüttü şu anda. *
Duygusal ve akıcı bir yazı olmuş. Bir nefeste okunuyor, bu açıdan güzel. Lakin sonu işlerken biraz daha derinleşse yazı, biraz daha duygu katılsa işin içine, okuyucu heyecandan ölse, tir tir titrese... daha iyi olmaz mıydı ki? zira sonda gerçek bir heyecan var, büyük bir başarı var, şükür var, öncesinde korku var. Bu hisler atlanmış gibi geldi bana. Bol duygu salatası olsaydı en sonda, son cümleyle birlikte çığlıklar atabilirdik belki de.
Öte yandan düzeltilmesi gereken birkaç şeyden bahsetmek istiyorum:
*mevsim ne olursa olsun, hep rengi koyu mavi çadırın içinde, kocaman yuvarlağın ortasında otururlardı ikisi.
-'hep rengi koyu mavi çadır' hatalı bir kullanım. 'rengi hep koyu mavi çadır' diye düzeltilirse, doğru şekil yakalanmış olur. lakin kişisel fikrim, o renk tasvirinde ben 'hep' kelimesini pek sevmedim. düşünceyi yoruyor, akıcı bir okuma sırasında insanın ayağına çakıl taşı gibi takılıyor.
*bir kaç kez
-birkaç kez
*hiç bir şey
-hiçbir şey
*karavanından çıktı, ve ateş çemberi ile sarmaş dolaş olacağı ana doğru ilerledi.
-Türkçe dil bilgisi kuralları'na göre 've' bağlacı öncesi ve sonrası virgül kullanılmaz. ingilizce'de kullanılıyor, sanki oradan kalma bir alışkanlık gibi geldi bu minik hata bana. *
Ayrıca yazının başında kundaktaki hali anlatılırken bakıyoruz, lacivert gözlerden söz ediliyor. Laura büyüyor, o müthiş şov öncesi aynanın karşısına geçiyor ve zümrüt yeşili gözlerine baktığı söyleniyor. Burada bir mantık hatası, gözden kaçırma falan mı var; yoksa benim yakalayamadığım başka bir şey mi? Zira bazen karakter detayları yazarın dahi zekasını sınar ve bu tür yanlışa düşürür insanı. Ya da birçok insanda olduğu gibi Laura büyüdükçe göz rengi de değişmiştir, olabilir. fakat durum böyleyse, okuyucunun kafasının karışmaması için hikaye içinde bu detay verilebilir. (eksipozitif'in yorum sonrası gelen notu: "yeni doğan çocukların göz rengi açık tenlilerde gri ya da mavi, koyu tenlilerde kahve veya koyu gridir. ")
Bunların dışında gerçekten hoşuma giden cümleler de var bu yazıda. Misal benim favorim şu:
"kafasındaki bin türlü soruya, hüznün kiraladığı bakışları eşlik ediyordu."
Ve başlık... Çok narin, çok zarif... Nefis bir tezatlığı barındırıyor içinde. Çok hoşuma gitti, söylemeden geçmek istemedim.
Diyaloglardaki hazır cevaplılık ve Amerikanvari mantıktaki cümleleri takdir ettim. Yabancı isimlerle yerel bir yaklaşım kötü olurdu zira. bu hataya düşen yığınla kaleme rağmen, yazarın doğru havayı yakalamış olması yazıdan keyif almamı da sağladı.
Yine de biraz daha üzerinde çalışılması gereken bir yazıymış izlenimi bıraktı bende. eksipozitif imzası olmasaydı altında, beğenebilirdim evet. ama eksipozitif'in daha iyisini yapabileceğini bildiğimden 10 üzerinden 7 verdim bu yazıya.