sessiz sakin okulun ilk haftasini cubuklar cizip, üzerinde duman tüten rengarenk evler cizip m seklinde kus resimleri boyayarak gecirip ikinci haftaya kazasiz belasiz gelmisken, sinifin en haylaz en uzun boylu göbekli cocugunun silgimi kacirmasi üstüne bir de "alamasss ki alamasss kiii" diye gaza getirici cümlelerle cinlerimi tepeme cikarmasi birinci sinifin ikinci haftasina tekabül eder.
o zamana kadar ki yaklasik 6 yillik hayatimi az konusan bir cocuk olarak ciliz sevimli ve narin diye tanimlanabilecek bir vücutla gecirmeme ragmen icimde bir yerlerde ortaya cikmasi an meselesi olan esasinda basa bela sinirim o olayla siniftaki karizmama karizma katmistir.
zira sinifin en simarik cocugunu yere yatirip önlügünün icine attigi silgiyi "ay icine atti terbiyesiz" diye kiz triplerine mahal vermeden bir hamlede almak, üstüne cocuga bi tane patlatmak ilkokulda 5 yil boyunca kendine harbi kiz payesi edinip bas köseye gecmene yetiyor.
sonra efe* her dansa davet oyununda bir kere gözüme girmeyi denemis, ama ben hep burak'i secmistim.
hala göbekli erkeklerden hoslanmam.