tahkikat komisyonu gibi bir diktatörya oluşumun, mecliste var edilmesi bile 27 mayıs'ın devrim olarak nitelendirilmesi için tek başına bir unsurdur. kuvvetler ayrılığının ihlal edilmesidir. bunun mucidi bizzat demokrat parti'dir.
1957 genel seçimlerinde kan kaybeden ve sandıktan zor çıkan demokrat parti, demokrat olmaktan çıkmış, adım adım faşizan bir tutum sergilemeye başlamıştır. bahsettiğim gibi tahkikat komisyonu, demokrat parti'nin son zamanlarında tavana vuran faşist idarenin geldiği son noktadır.
27 mayıs ile birlikte, demokrat parti'nin düşünce suçundan içeri attığı gazeteciler, yazarlar, aydınlar serbest bırakılmıştır. evet yanlış duymadınız. genel kurmay başkanının bile içeri alındığı bir askeri müdahale, halkla ele ele kol kola yapılmış bir ihtilaldir. dediğim gibi, halk, öğrenciler, aydınlar, askerle iç içe faşizan menderes hükümetini indirmişlerdir. tankların üstüne çıkan, askerle omuz omuza halk kaç yerde görülmüştür?
eğer ihtilal olmasaydı, muhalefet partileri'nin kapatılacağı bilinen bir gerçekti. ve sonradan itiraf edildi. ve o mevcuttan da öte, vahşi bir faşizan dikta anlayışı yerleşecekti ülkeye. demokrasi gidecek tek partiye dönülecekti.