eğitim külfetinden kurtulmak isteyen akp'nin planlı stratejisi sonucunda ortaya atılmış söz. Amaç eğitimi özelleştirmek. Bunun için de yapması gereken ilk işlerden birisi halk üzerinde az da olsa kalmış olan öğretmen algısını ortadan kaldırmak. Bunun için en iyi çalışan bakanı ömer dinçerden sonra artık kendisi de işin içine bizzat girmiştir.
Başlarda ömer dinçer'in açıklamalarına bakıp diyordum ki: bir bakanın öğretmenin çalışma şartlarından hiç mi haberi olmaz diye ama öyle değilmiş. Bakanın da başbakanın da öğretmenlerden çalışma şartlarından bal gibi haberi var.
ilk başta atanayamayan öğretmenlere işsizler üzerinden yapılan açıklamalar aba altından sopa göstermeeler ve işsiziler üzerinden bu insanların durumlarının daha iyi olduğunu yönünde açıklamalar halk tarafından öğrtmenleri aç göz beleşçi görünmelerine neden oldu.
Ardından gelen maaş açıklaması. Oecd'nin kendi sistemi içinde yaptığı alım gücü enflasyon değerlenedirmesi sonucunda diğer ülkelerdeki öğretmen maaşlarının birbirine orantılanması ile birlikte oraya çıkan 26 bin dolar gibi bir rakamı bizim öğretmnlerimiz gerçekten 26 bin dolar alıyormuş gibi gösterildi. Oysaki oecd ile yaptığımız yazışmlar sonucunda bu verilerin bakanlıkça sağlandığını öğrendik. Peki bu 26 bin dolar işi nasıl ortaya çıktı. Oecd her ülkede temel besin maddeleri üzerinden alım gücü değerlendirmesi yapıyor. ama can alıcı nokta şu ki bizde temel besin maddeleri ucuz sadece. Oysaki oecd elektronik ulaşım akaryakıt gibi ürünlerden alım gücü hesabı yapsa aradaki farkı çok bariz görebilecekti. Bakanlık bu kozu çok iyi kullanmış öğretmenleri dünyanın parasını kazanan aç gözlü insanlar olarak tanıtma stratejisinde ikinci kademeye atlamıştır.
Üçüncü plan ise öğretmenlerin çalışmıyor gibi gösterilmesidir. Öğretmenler yaptıkları iki ay tatil 3 ay gibi gösterilmiştir ilk önce. Oysaki okullar 1 temmuzda kapanır - 1 eylülde açılır. Bakanın bunu bilmeme gibi şansı var mıdır? Hayır yok. Kendizi kandırıp durmayın bakanın haberi yok vs vs diye. Öğretmen algısı zayıf insanlar da hemen atlamıştır zaten çalışmıyor gibi bir kozla öne çıkmıştır. Öğretmenler 2 ay tatil yapar. Ama öğretmenler iki ay izin almazlar. Okulda öğrenci var da öğretmenler biz tatil yapacağız diye mi tutturuyorlar. Açın o zaman okulu yazın koyun müfredatı ikna edin velileri öğretmenler hazır. Ama amaç zaten bu değil. Bakın 2 ayda 60 gün vardır. Bu 60 günün 8 haftası haftasonudur. Her memura tatildir. 16 gün. 30 gün izin hakkı olan bir memur gibi iznini kullandığını düşünürseniz öğretmenin bununla beraber 30+16'dan 46 gün tatili her memur gibi vardır. 60'dan da onu çıkartırsanız 14 gün yaz tatili vardır bir öğretmenin. Ne 3 ay ne de 2 ay. Bunları göz ardı etmeden konuşmak 600 binlik bir camiayı 70 milyonun önüne atmadan elini vicdanına koyup konuşmak lazım. 10 gün de şubat tatili vardır. toplamda 24 gün fazladan tatil yapan bir öğretmen vardır ve bunun parası kesilir bu öğretmenden.
Bununla birlikte öğretmenlerin çalışma şartlarını, fedakarlıklarını, yediği dayakları, işinin sadece okulda bitmediğini anlatmaya gerek yok. 4 duvar arasında memurluk yapıpta soba ile ısınan başka memur var mıdır bu ülkede? ya da kendi işyerini temzileyen, kendi işyerini boyayan. Doğunun ücra köylerine giden. Peki sen öğretmen için ne yapıyorsun. Koca bir hiç.
Bu strateji öğretmenleri topluma kötü gösterme stratejsidir. Bundan sonraki aşama çocukların daha iyi eğitim almaları için gibi bir sloganla özel okulların pekiştirilmesi, ardından özel okul açılımının pekiştirlmesi, ve ardından tüm okulları yer yer özelleştirme hareketleri gelecektir.
