bir zamanlar çizgi filmin bir sanat olduğunu en güzel, en sevimli biçimde gösteren dünya tatlısı ördek kahraman. onun kadar talihsiz, onun kadar obsesif, onun kadar huzursuz ve huysuz, onun kadar misfit bir ördek gelip geçmedi hayatımızdan bunca yıldır. bu tatlı ördeğin en az o çok seksi poposu kadar yumuşak olan kalbi o kadar yorulur ki o kör olasıca murphy yüzünden bizim sevimli ördeğimiz sürekli bir kendi kendine kavga edip tepişerek, camı çerçeveyi indirmek suretiyle rahatlayabilir ancak.
büyüyüp de donald'ın neler çektiğini anlamaya başladıktan sonra çocukken kendisine o denli güldüğüm için bir pişmanlık duygusu yayıldı içime. o arılara, karıncalara, ayılara, sincaplara farklı bir gözle bakmaya başladığım gibi, gün içerisinde murphy'le karşılaşıp da kendi kendime kavga etmeye başladığım vakitlerde gülümsemek de yine donald duck'ın muhteşem sesi, ve olağanüstü şirinliği gözümün önüne gelince mümkün oldu.
çok sevdiğim bir çizgi kahramandır yani bu kırmızı papyonlu ördekçik. bir daha çocuk olamayacağımız gibi, bir donald duck'ımız daha olmayacağından en çok; zira biz büyüdük ve kirlendi dünya.