insanoğlunun milyonlarca yıllık evrimini, binlerce yıllık kültürel birikimini bir anda sıfırlayan, başa döndüren tavukçu. insanların cicili bicili alışveriş merkezlerinde, hele bir de haftaiçi öğle arasıysa üstlerinde takım elbiseleriyle "meh meh" diye oturup ondan sonra yemeğe dalmalarını izlemek gerçekten eğlenceli. sanki bir belgeselde avını parçalayan aslanı izliyorsunuzdur o andan itibaren. insanların kravatını yemeğe girmesin diye düzeltip, üzerindeki döpiyesine dikkat ederek tavuk kanatlarını parçalaması, butları dişleriyle çekiştirmesi gerçekten takdire şayandır. biraz dikkatli dinlerseniz roarrr seslerini dahi duyabilirsiniz. ben uzun süredir yemiyorum buradan yağlara batıp çıkmamak için ama zaten izlemesi daha zevkli.
bu ambiyansı yaşamanın başka bir yolu ise güzel bir restoranda az pişmiş biftek istemektir. karşınızdaki insanın ağzından kanlar damlaya damlaya müzik ve sanattan bahsettiğini izlemek çok hoş. bir de sen "o yediğin çiğ değil mi" dediğinde "yok güzel ya" diye tercihine sahip çıkar bu insan, ama sonra restorandan çıktığında pişman ve mahçup bir ses tonuyla "sanırım karnım ağrıyor, çiğ yemeseydim keşke" der. hep insanlık halleri işte bunlar.