masonluk

entry217 galeri video3
    60.
  1. masonluğun düşünsel doğuşunu, tam bir tarihsel dönem göstererek saptama olanağı yoktur.
    masonlar, masonluğun doğuşunu bir takım söylencesel köklere dayandırırlar. böylece masonluk ülkülerinin çok eski ve köklü düşüncesine varırlar.

    masonluğun doğuşunu, tanrı’nın kozmos’u yaratışına değin götürüler ve adem’in cennete ilk olarak girdiğine inanırlar.

    nuh peygamber’in üç oğlundan ham batıya, sam güneye, yabet doğuya gitmek üzere ayrılırlar. gereğinde buluşmak için babil kulesi’ni yaptırırlar. bu kulenin çok büyük yapılması sonucu; insanların birbirlerini unuttuklarından; ayrı ırklar ve diller ortaya çıkar. böylece ilk mason ilkelerinin, babil kulesi’nin yapımı sırasında doğduğunu ileri sürerler.

    bazı kaynaklara göre masonluğun ilk kurucusu, kibt(kıbti ve egypte) kabilesi’nden olan nuh’un torunu misraim’dir. yapıcı bir insan olan misraim; nil kanallarını açtırıp dandera tapınağı’nı yaptırır. kıbti’lerin ise; bilimin ve fenin (masonik değişle nuru ziya’nın) kaynağı olan helyopolis “güneş şehri” memfis ve tebes şehirlerini kurdukları anlatılır.

    atina’lı pisagor, eflatun, çiçeron gibi filozofların mısır’da masonluğa girdikleri; ve mısır’da doğan “nuru ziya”yı, musa ve süleyman kudüs’te, numa roma’da, pisagor’un crotonné’de yaydıkları söylenir.
    masonluğun ana ilkelerinin; süleyman mabedi’nin yapımını anlatan rivayetten doğduğu da söylenir. bu rivayet,1427-1445 yılları arasında kaleme alınan ve british museum’da bulunan bir belgede şöyle anlatılır:
    “kaadir-i mutlak olan allah;girişimlerimizde bizlere başarı ihsan etsin. bizlere yaşadığımız sürece tanrısal isteğe uygun davranışlar yapmamız olanağını versin ve öldükten sonrada ölümsüz yaşama eriştirsin.”
    masonluğun bu konudaki amacı bu önemli sanatın nasıl ve hangi şekilde doğduğunu; büyük krallar ve saygıdeğer prensler ve birçok saygıdeğer kişiler tarafından nasıl korunduğunu anlatmaktır. aynı zamanda sadık bir masonun yapmaya zorunlu bulunduğu görevleri isteyenlere tanıtmaktır.

    tüm bilimler nuh’un babası lamech’in iki oğlu tarafından bulunmuştur. yaşlı olanı jabel hendeseyi,küçük olan tubal-cain demircilik sanatını buldular. buldukları kaybolmasın ve tufan’dan sonraya kalsın diye; iki taş sütun üzerine oydular, kazıdılar. hermes bu taşlardan birini buldu; yazılanı okudu ve başkalarına da öğretti. babil kulesi yapılırken bu bilgilerden çok yararlanıldı. kral nemrod da o sanatı öğrendi. yani o da mason sanatına girdi. ninova şehri ve öteki büyük şehirler kurulacağı vakit; nemrod oralara otuz mason gönderdi. kendilerine şu buyruğu verdi: “birbirinize bağlı olunuz. birbirinizi içtenlikle seviniz. üzerinize üst olarak atananlara boyun eğiniz. böyle çalışırsanız yapacağınız iş, ustanız ve efendiniz olan bana ve tümünüze onur verir.”

    kral davut kudüs’te “rab’ın mabedi” sanıyla bir tapınak yapımına karar verdi. davut masonları çok severdi. tapınağın yapımı için; ülkenin her yanına masonlar göndererek kırk bin taşçı amelesi toplattı. bunlara da mason denildi. içlerinden üç bin tanesini usta ve müdür olarak ayırdı.

    başka bir ülkede hiram adlı bir padişah daha vardı. bu kişi süleyman’ın kereste müteahhidi idi. süleyman da mason kurallarının ve yöntemlerinin yürürlülüğünü kabul etti. öyle ki, masonluk sanatı kudüs’te ve diğer tüm krallıklarda güçlendi, yerleşti. bu topluluğun zeki üyelerinden bazıları çeşitli yabancı ülkelere göçerek ve gezilere çıkarak oralarda sanatlarını öğretmeye ve uygulamaya koydular ve topluluklar kurdular.

    masonluğun kaynağı, ortaçağda katedral yapımcılarının kurdukları topluluklara dayandırılır. katedrallerin yapımında çalışan işçilere mason “duvarcı ustası” denirdi. bu operatif “uygulamalı” masonlar; tanrı’nın evini yaptıkları için, kutsal bilinirler ve birbirlerine derecelerle, simgelerle bağlı bulunurlardı. kiliselerin yapımındaki çalışmalar, yapı uygulamasıyla ilgili bilgiler ve gizler; bu masonlar arasında yeminlere, simgelere, işaretlere ve bir takım gizli davranışlara yol açmış. yapı işlerinde edinilen ve bir giz olarak kabul edilen bilgilerin korunmasını ve bu gizliliğe uyulmasını zorunlu kılmıştır.

    operatif mason örgütüne herkes kabul edilmezdi. isteklilerde, bir takım belli nitelikler aranır ve uzun bir süre tehlikeli deneylerden geçirildikten sonra örgüte alınırlardı.

    operatif masonlar, uğraşlarıyla ilgili olarak ortaya koydukları ilkeler yanında, ahlaksal yönden de bir takım kurallara uyma zorunluluğunu kabul etmişlerdir. bu kurallara göre: “mason ustası inançlı, namuslu, doğru sözlü olmalı; hiçbir zaman yan tutuculuk yapmamalıdır. herhangi bir konuda vereceği kararlar mantığa ve kurallara uygun ve hak tanır olmalıdır. tanrı’yı tanımalı, kardeşliğe, ruh’un ölümsüzlüğüne inanmalı. krala ve uğraşına bağlılık göstermeli. loca kurallarına uymalı. loca mensupları arasındaki yardımlaşma ve dayanışmaya önem vermeli. kimseye haksızlık etmemeli. borç yapmamalı. masonluğun bu ahlaksal ilkelerini topluma mal etmeye çalışmalıdır.”
    bu ilkeler bugünkü masonluğun da temel ilkeleri olarak görülmekte ve kabul edilmektedir.
    1 ...