neresine ne diyelim biz bu entarinin. ciddiye alıp cevap bile vermemek lazım ama sinir bozuyorlar.
italyanlar'ın işgali altında olan yörelerde yerli halkla şehir merkezlerinde çatışma olmamıştır. bunun en büyük nedeni italyanların bu yörelerde kalıcı olmak adına halkla çok iyi geçinmeye çalışmasıdır. tohum ıslah programları uygulamışlardır, sağlık taraması ve aşı kampanyaları yapmışlardır, yörenin memurlarının ve idarecilerinin maaşlarını aksatmadan ödemişlerdir (ki bu osmanlı'nın en büyük sıkıntısıydı. özellikle mehmed reşad sonrası dönemde batı anadolu, akdeniz, iç anadolu ve batı karadeniz bölgelerindeki bir çok memur yılda 2-4 kere maaş alabiliyor, bunu da belirsiz aralıklarla alıyordu). bir diğer sebep de italyan yönetiminin yunanlılara karşı direniş gösteren paramiliter çetelere geçiş ve saklanma imkanı tanımasıydı. muğla-burdur-konya koridorunu fiilen denetim altında tutan italyanlar efelere yunan kuvvetlerine yaptıkları baskınlar sonrası kontrol bölgelerine kaçtıklarında takip yapmıyor, yunan kuvvetlerine de sıcak takip imkanı vermiyordu. en önemli faktörlerden biri de katolik olduklarından dolayı ortodoks hristiyanlardan (rumlar, ermeniler) en az müslümanlar kadar nefret ettikleri için gayrımüslim azınlıkları yetkilendirip yerel halkı huzursuz etmemeleridir.
dönem itibarıyla 35 bin civarında müslüman ve 23 bin civarında gayrımüslimin yaşadığı muğla merkezde sadece bir askeri komiser ve sivil sağlık personeli vardı. yani şehir işgal altında bile değildi.
Antalya,fethiye,kuşadası,marmaris,konya ve bodrum'u işgal etmişlerdir gerçek anlamda. illa (ki salaklık bu yapılan) birader ne yaptınız siz? diye soracaksanız 1 bölükten az askere teslim olmuş olan konya'yı da mercek altına alın...
açtırmayın ağzımızı;
meclisteki bir kaç dallamanın oy kaygusuyla dağıttığı şerefli, azimli, girişken ünvanlı memleketlerde neler döndüğünü anlatırız yüzünüz kızarır...