" mahşer yeri gibi bu şehir. sanki herkez birgün buraya uğrayacakmış gibi duruyor. cennette cehennemde burda " artık istanbul'u daha kolay bir cümle ile de anlatabileceğim. bu şehrin bok çukurları o kadar güzel anlatılmışki sanırım film bi 5 saat sürse önünden kalkamıcak gibiydim. oyuncuların mahalle aralarındaki gezdikleri mekanlar harikaydı. öylesine dolaşırken mi çektiler yoksa herbir yeri ayrı ayrımı seçtiler bilmiyorum ama o kaybedilmişlik, yılgınlık, çıkarsızlık o sokaklarla birbirini o kadar güzel tamamlıyorduki olmuş bu iş demekten kendimi alamıyorum adeta.
ha bunun dışında bu kadar güzel bir filme şans eseri denk gelmiş olmakta biraz kötü sanırım. burda en boktan filmler hakkında bile sayfalarca yazılar yazılırken böyle bir yapımın farkında bile olunmaması sanırım durup düşünülesi bir konu.
not: ali atay bu filmle yeteneğinin nerelere ulaşabileceğini çok iyi bir şekilde gösterebilmiş sanırım. yolu daha da açık olsun, hep en iyi filmlerin adamı olsun.
not 2 : deniz çakır'ın ve o zenci oyuncununda hakkını yememek gerek, hepsi çok başarılı idi.