istanbul'da şu sıralar sık sık görmeye başladığım manzaradır. boyacı çocuğun sandığı kırılmış, boyaları dökülmüş ve eşyaları sağa sola savrulmuştur. çocuk üzgün bir vaziyette bir köşede çökmüş kalmıştır. ilk gördüğümde üzülmüştüm. hatta iş kıyafetli bir kadın eğilmiş yardım etmekteydi. daha sonra esentepe, taksim ve dolmabahçe'de de aynı manzaraya şahit olunca bunun akıl almaz bir kurgu olduğunu ve duygu sömürüsünün sistemli bir şekilde ne boyutlara ulaştığını anladığım hadisedir. bu çocukları kim eğitmektedir onu bilmemekteyim.