değeri anlaşılamamış bir eser. bak misal, yıl olmuş 2012 bu toplumda her güne bir kadın cinayeti düşüyor. cinayetleri işleyenlerin çok çok fazlası da, o kadınların hayatlarına eş, sevgili, koca, nişanlı sıfatlarından biri ile girmiş, yenilmeyi açıkça hak eden ruh hastası erkekler. eylemleri; "kız ben seni vurmaz mıyam" öküzlemesini tekrar dillendirmekten ibaret.
oysa bir adam, 70'lerdeki gençlik haliyle o zaman için babyface suratıyla bir adam, o dönemin popüler müziği olan arabesk'ine uzun havadan esintiler de katarak, sevdiğine sevgisini anlatırken; toprak olmayı, taş olmayı, yolunda yoldaş olmayı, ve hatta isterse kardeş olmayı teklif etmekteydi. sevgisiyle, sevgilisine verdiği değer ile, kendini ikinci plana atmaya hazır, sevdiğinin mutluluğu için bedel ödemeye hazır, türlü fedakarlıktan kaçmayacağını haykırıyordu. sevgi neydi? sevgi emekti. bu şarkı, bu güzelim alıntıdaki emeğin en ağır haline bile evet diyebileceğini anlatan adamın sevdasını anlatıyor. gerçekten çok değerli, çok özel. birçoğumuz unutsak da bu şarkının bu büyüsünü, ben unutulmaması için elimden geleni yapacağım. "aman işte ferdi tayfur" diyenleri ciddiye almayacağım, "arabesk devrinin bir geyiği" diyenlere tekrar tekrar anlatmaktan geri durmayacağım. sevdiği uğruna taş olmayı göze alabilenlerin sevdasını anlatacağım. bu ulvi sevda karşısında bir kere daha saygı duruşunda durabilmek için;