çarşı

entry1327 galeri video25
    93.
  1. toplum bilim açısından, çarşı kesinlikle incelenmesi gereken bir oluşum. ülkemizde henüz sınıflar yerine tam anlamıyla oturmamışken; italya, ispanya, almanya, ingiltere gibi sanayileşmiş toplumların içinde varolan kralcıların, aristokratların ve burjuvanın takımlarına karşı oluşturulmuş emekçi sınıfının takımları da tabii ki yok ortada. başka bir açıdan bakarsak, avrupa'da st. pauli, livorno dışında artık kapitalizme tam anlamıyla entegre olmamış fazla takım da yok ayrıca. avrupa'da önem arz eden "derby"ler genelde siyasal, mezhepsel, dinsel, sınıfsal farklılıkları temel olarak almış, fakat bizim için bu sadece aynı şehrin farklı renkleri olmak anlamına geliyor. onların geçmişi böyleyken günümüzde ise tamamı "yeni dünya" içinde rollerine tam anlamıyla bürünmüş ve görevlerini (show business) yerine getirerek, bir nevi, geçmişte kurmuş oldukları düzeni yozlaştırırken, biz ise geç kalmış bir geleceği belki de tekrar yaratmaya doğru ilerliyoruz. sonuçta aynı noktada buluşabilecek miyiz ya da bu farklılıkların spor kulüpleri arasında olması şart mı, bu ucu açık bir sorun.. *

    bir fenerbahçeli (gençfb'li değil) olarak, tümer metin'i severim, büyük yeteneği olan, gelmiş geçmiş en önemli sol ayaklardan biridir futbolumuzda.. ilhan mansız'la beşiktaş'a geldikleri sezon transfer aşamasındayken henüz, ilhan için asla ama "tümer bize gelmeliydi" dediğim futbolcudur. ve beşiktaş'ta oynarken ve hatta bize gol atıp kaybetmemizi sağladığında bile onun mutlaka bize geleceğini biliyordum, aynı zamanında sergen de olduğu gibi.

    tümer beşiktaş'tan fenerbahçe'ye geçerek bizim pek hoşumuza gitmeyen, nefret ettiğimiz düşman saflarına katılma olayını gerçekleştirdiği için normal olarak çarşı tarafından lanetlendi, bunda yadırganacak bir durum yok elbette. figo'yu gördük örneğin, neler yaptılar zamanında. tabii tümer'in beşiktaş'ta yaşadıkları da var, en iyi döneminde bile sürekli yedek beklemesi yeter aslında, ama bunların pek önemi yok şu aşamada, zira tümer fenerbahçe'nin daum'dan beter hocası zico sayesinde aynı kaderi yaşamaya farklı bir stadyumda da olsa devam ediyor.

    hal böyleyken, yani her iki taraf için de yaşananları karşılaştırdığımızda ve buna karşı verilen tepkilere baktığımızda yadırganacak bir durumun olmadığı aşikar.

    fakat bu çarşı, işi iyice abarttı, bu sözler besteler falan, nasıl yazıyorlar bunları, nsaıl bir yaratıcılık anlamak güç.. tümer'e son olarak bestelenen küfür içermeyen ve küfür olmadığı için daha çok yerin dibine sokan bu sözler, hakikaten helal olsun.. tümer'e bu kadar yüklenmiş bile olsalar, tümer için ve yenildiğimiz için üzülmüş olmama rağmen anlayabiliyorum, çünkü ben de aynı durumları yaşadım, örneğin baliç gs'ye gittiğinde neler hissettiğimi bir ben bilirim...

    tümer artık bizim, ben kendi adıma bu durumdan çok memnunum, oynayabildiği sürece burada olmasını isterim ve örneğin alex'e tercih ederim. fakat çarşı'yı anlıyorum ve yaptıkları şu besteye saygı duyuyorum. tümer'in -eğer oynarsa- 2 gün sonra iyi bir yanıt vereceğini umuyorum rövanş maçında ya da ilk defa tam anlamıyla yargılandığını ve cezalandırıldığını hissetmiş olabilir, bilemiyorum. çarşı bu yolda devam etmeli, tabii ki ben beşiktaş'ı her oynadığımız maçta yenmek hatta ezmek istiyorum, fakat bu adamların çok farklı olaylarda göstermiş oldukları muhalif tavırlar türkiye açısından oldukça yeni ve özel..
    2 ...