an dolu gözlerimde kalan koca bir hatıra, olmamış dileklerin bile şükründe sen.
göz dolusu yaşların sebebi gibi gözüksen de, sahibi olamayacağın ıslaklıkların sebebi sen.
mazide kalan gerçek hikayelerin roman tadında kısa hikayeleriyken sen.
uçsuz bucaksız manalar barındıran yalnızlık kararına bile sebep olamayan sen.
yeşerecek umuduna dilenilen güzel günlerin baharında sen.
umulmayan bir anda karşına çıkan yanlış insanın zamanlamasında sen.
el verilmiş yetim misali sıcak avuçların, heyecandan terlemiş hali sen.
yol yakınken dönülecek fırsatların tepilmesi sonucu, dillerde halan bir ''ah'' sen.
gün batımında tefekkürden münezzeh akla gelen sen.
özünden kopan, yarsız kalan yarenlerin vefasından uzak sen.
el çektirilmiş sevda tarlalarına dökülmüş sahipsiz tohumlar gibi, geceye vuran saatlerde gizlice gelen sen.
emr-i gönlünde, zehr-i dilinde, bir var oluş mücadelesinde sahipsiz bırakan sen.
ezbere bilinen sıradanlıklar büyütüp, herkes gibi yaşlanacak olan sen.
mevcut iklimlerin uzağında, her daim güneşlerde ıslanacak olan sen.
ey telaffuza sınırlar koyup, mananın uzağında dolaşan zat-ı sefil olan sen.
bir hikmeti gördüm, bir de hal-i suretini, o gözler benim değil, senin şimdi.