yıl 2008, ay eylül. new york'ta tanıştığım bir çocuk. ondan tek istediğim şey, beni gezdirmesiydi. yabancısıydım şehrin, bir rehbere ihtiyacım vardı ve ona rastladım. gidilip görülmesi gereken yerleri gezdirdi. sohbetiyle geziyi daha eğlenceli bir hale getirmişti. dominikan cumhuriyetinden göç etmiş, ailesi tarafından red edilmiş, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan sevimli bir kişilikti. pek sıcakkanlıydı. sebep bu olsa gerek ki, times square meydanında yabancı bir ruhun elini tutarken buldum kendimi. sıcak bir dokunuş, birkaç günlüğüne olsa da kendini yalnız hissettirmeyen bir dokunuştu bu. o sıcaklığı hiç bir zaman unutamam. 4 gün görmüş olmama rağmen o el bana şimdi uzak olsa da sıcaklığını avucumun içinde hala hissedebiliyorum.
bir dokunuş anca böyle özetlenebilirdi. ne kelimelere sığar, ne de zamana. yaşanmışlık tarif edilemez derler, haklılar.