7.
-
bir pazar sabahı bugün.
sabahın köründe çıkıyorum evden, kapıda yağmur. ellerinden tutup giyiyorum üstüme damlalarını istanbul'un.
birbirimize sarılıp yürüyoruz, düzlüğü bozuluyor saçlarımın her adımda, ağlasam kimse anlamayacak. yağmur siliyor sanki beni...
ben silinmişim, herkes sığınacak bir yer bulmuş kendine, bütün köşe başları tutulmuş. ya başları kapalı hanım kızların ya da eteklikli bastonları...
bir otobüs alıp götürüyor beni uzaklara, üstümde kuruyup camlara vuruyor damlalar.
varıyorum, vardığım yerde yağmur, deniz ve yosun kokusu karşılıyor beni. manzara aynı. tuzu kuru insanların.
ıslak ıslak yürürken beynimde Mazhar'ın sesi çınlıyor, diyor ki;
''bir sonsuz yağmur yağsa,
mutluluktan ıslansa dünya,
odalar üzgün durmasa,
ayrılığa kapanmasa kapılar.''
ama, sonsuz bir yalnızlık yağıyor, mutlulukla ıslanamıyor dünya, odalar hep üzgün,
çünkü ayrılıkla kapanıyor kapılar.