"15 yıl önce yine festival kapsamında,emek sinemasının hınc hınc dolduran(yavaş yavaş boşalan) kalabalığı.." türevi bir yazı okumuştum 26. uluslararası istanbul film festivaline gitmeden önce.Bu tabiki gurur yapıp filmi sonunda kadar izlememe tüm salon da olduğu gibi etkili oldu.
Film başlarken ilk sahnelerde penis ve vajinayla karşılaşmak sinema da biraz şaşırmanıza neden olucaksa,ilerleyen sahnelerinde karşılaşacaklarınızın ve bunlara tepkilerinizin meshul değildir ne film festivali ne de pasolini.sorunsuz geçen 15 dakikadan sonra hareketlenmeler oldu salonda.filmin methini duymuş ve buna göre kendi üretime psikoz içindeki tek tük insanın salonu sinirli bir şekilde terk etmesi vuku bulmuştur.Arkamda oturan 15 yıl önce de emek sinemasında bu filme gitmiş gibi duran çiftin,filmi terketmesini ve bir daha 15 yıla doğru umutsuzca bekleyeceklerini düşünüyor olmam benim değil filmin suçu.ama filmin sonuna doğru salonun doluluk olayı insanların 15 yılda ne kadar duyarsızlaştığı,şiddeti ve şiddetinin getirdiklerini ne kadar normal karşıladıkları şeklinde bir izlenim edinmemi sağladı.
Film özü itibariyle 3 bölümden oluşuyor.hatırladığım kadarıyla çılgınlık çemberi,bok çemberi ve kan çemberidir.gerçi kan çemberinde pek kan kan gördüşümü hatırlamıyorum ama.
bok çemberine kadar izleyebilirsiniz ama bok çemberinde arkamdaki arkadaşın dayanamayıp kusmasını göz önüne alırsak ordan sonrası biraz zorlama olabilir
son tahlilde film faşizm bok çemberinin merkezine doğru yol alan ve yarıçapının ne kadar küçük tutulması gerektiğinin umutsuz bir ispatıdır.Mutlaka bir şekilde izlenmelidir bence.