Kemalizmi karakterize eden yalnızca Milli Kurtuluşçuluk ve Laiklik öğeleridir.Kemalizmin belirli bir iktisat politikası yoktur ve olmamıştır. burjuvazinin emekle sermaye arasında bocalayan genel niteliği, Kemalizmin iktisat politikasında yansımaktadır. iktisadi olarak özel teşebbüsçü tarafı ve devletçi yanı ağır basan bir iktisat politikası vardır. Kemalizmin bugüne dek ayakta durmasını sağlayan, kemalizmin ruhunu besleyen milli bağımsızlıkçı niteliğidir. kemalizm bir bütün olarak düşünüldüğünde antiemperyalist duruşu gözardı edilir ise bu kemalizmin sonunu getirir. bu demektir ki kendini kemalist addeden kişi katiyen emperyalizmin karşısında durmak mecburiyetindedir. emperyalist sistemle o veya bu şekilde uzlaşmış bir kemalist sistem yoktur, bu ancak emperyalist düşünce ve yetilere haiz kişilerin kemalistliği bir araç olarak görmesi sonucu savunulan şahsi beğenilere sunulmuş hiçbir şekilde siyasi değeri ve tutarlılığı olmayan bir oluşumdur. Türkiye'nin kurtuluş savaşı yıllarında Amerikan mandasına muhtaç hissedenler ne kadar milli bağımsızlıkçı ve Kemalistlerse, 68 kuşağının anti-amerikan ve anti-emperyalist hareketlerini sabote etmeye çalışarak anti-emperyalist safları dağıtmak hevesinde olanlar, milli kurtuluşçulara, tam bağımsız türkiye savunucularına 'yoldan çıkmış demokrasi ve devlet düşmanları, halkı aşağılayan halkı düşman bilen halk düşmanları' diye karalayarak Amerika'ya taviz verme politikasında işbirlikçilerle yarış halinde olanlar da o kadar Kemalisttirler. Kemalizm sağ-sol diye ayrı ele alınamaz. günümüzde sağ görüşe yakın olanlar kemalistleri asker ve sivil aydın kesim olarak nitelendirirler. alakası yoktur. asker ve sivil aydın kesim burjuvazinin halkalarından biridir. Kemalizm ise, bu kesimin veya burjuvazinin en radikal tutumu, politik görüşüdür. günümüzde kendini 'kemalist' addedenler 'Gardrop Atatürkçülüğü' ile kemalizmi birbirine karıştırmaktadırlar. kemalizmin yegane savucusuyum diyen 'halk partisi' emperyalizm ile flörtünü git gide koyulaştırmakta, orta sol cibindiği altında lans edilmekte ve buna rağmen 'adalet ve kalkınma partisi' ile aynı paralelden itinayla uzak durmaktadır(!). bu iki partinin aynı köye farklı yollardan ulaşmasından başka birşey değildir. kemalist'im diyen bu parti teşkilatında aleni bir şekilde burjuvazi eğilimi görülmektedir bunun yanında ikincil olarakta olsa antiemperyalist ve tartışılır halkçı tutumu göz ardı edilemez. lakin vitrininde görüntüden ibaret kalan bu sözde 'halkçı ve antiemperyalist' unsurları, üzerinde mantık yürütüldüğü ve tartışıldığı takdirde emperyalist işbirlikçiliği, burjuvazi güdümlülüğü aşikar olan bu partiyi de kemalist yapmaz, yapmayacaktır.