Bu sabah,Asker olan kardeşimi görmek için gittiğim Kocaeli'den Bursa'ya dönerken; 2-3 saatlik yol çekeceğim ,fazladan gazete alayım dedim.Zaman yeter nasılsa diyerekten. Herzaman ki Aydınlık ve Cumhuriyeti gazetelerini alırken,dedim bir de Zaman gazetesiyle Yeni akit gazetesini de alayım.Bu ikisini internetten okurum kıyaslama yapmak için ama şakirtlere para kazandırmak istemediğimden bu gazetelere para verip almazdım.Herneyse Başladık Aydınlık'dan, e sıra geldi Yeni akit gazetesine.. A.Dilipak,A.ihsan Karahasanoğlu,Faruk Köse gibi bağnaz ötesi yazarların ne yazacağı zaten bellidir.Yani hele ki bu mevcut ileri demokrasi(!) sürecine paralel olarak,28 Şubat yargılamaları gündem de ise,gör sen gazeteki renkli(!) yazıları!.. Hepsi birer 28 Şubat Mağduru,28 Şubat'ın intikamcıları.. iyi güzel.ideolojin hangi noktada ise zaten onun savunuculuğunu yapar ve o konuda yazar çizer eleştirilerde bulunursun.Lakin; 12 Eylül'ler de 12 Mart'lar da -madem darbeye karşı ve anti-militarist- geçiniyorsun, o zaman neden sokaklara çıkmadın bu tarihlerde de ? Neden yazıp çizmedin,lanetlemedin,kınamadın Bu darbeleri? Cevabı açık olsa da insan bir durup düşünüyor.. Kıyaslama yapmak etik değil darbelerarası. Çünkü,darbenin her türlüsü kötü,demokrasiye sürülen kara leke,evrensel değerlerle bağdaşmayan insan haklarına ve ifade özgürlüğüne aykırı,zul getiren bir hadisedir.Devlete askeri müdahale her zaman o ülkeyi felce uğratır ve istisnası yoktur,denilebilecek kadar da müspet bir gerçektir..Buraya kadar bir sorun yok..-olmamalı-
Lakin,Kıyaslamadan ziyade apaçık ortada duran ve herzaman kelimelere dökülemeyen şöyle bir gerçek var ortada; Şakirtlerin dilinden düşürmediği ''Ötekileştirme'' hadisesi.. Bu ülke de çıkan isyanlarda,protestolarda,darbeler de hiçbir zaman -evet hiçbir zaman - dinciler (dindar demiyorum dikkat ediniz) Öteki! olmadı.. Olmasın da zaten. Lakin, işte bunu gelip 28 Şubat için madur kivesine büründürüyorsan o zaman şahsi fikirlerime istinaren ilk başta ben başlarım örekelerine.. 28 Şubat'ta bir dincinin tabiri caiz ise burnu kanamamıştır, öldürülmemiştir,linç edilmemiştir.. Türkiye'nin özellikle yakın tarihinde,başta darbeler olmak üzere her daim sol ve kominist kesim zul görüp,öldürülüp,ÖTEKiLEŞTiRiLiRKEN, Sağ kesim hiçbir zaman yıpratılmamış ve eşit muamele görmemiştir.Pozitif ayrımcılık desek çokmu yumuşatmış olurum bilemedim..
12 Mart, 12 Eylül darbesini yaşamamış görmemiş olanlar olsa,diyeceğim ki bu ülke de 28 Şubat gibi yıkıcı bir darbe gerçekleşti. Ama durum ne yazıkki böyle değil. Tekrar yineliyorum; Darbenin her türlüsüne karşıyım sonuna kadar da kınarım. Ama durum yancı medyanın,belli başlı siyasilerin ve gerisi ideolojilerin yorumları,adaletsizlikleri ve Sol'a vurulmuş darbeleri görmemezlikten gelip; 28 Şubat'ı tek geçmekse işte burda bir çarpıklık,gözle görünen bir çirkinlik ve kasıtlı ''ötekileştirme'' vakası var demektir.
Ben hiçbir zaman,sağcılara sırf ideolojilerinden dolayı zulm edildiğini,hakaretvari ve aksi pankartlar açılıp protesto ediliğini yada linç gösterileri yapıldığını görmedim göremem de,görmeyelim de.. Lakin, Malum Dinciler her şekilde din gibi kutsalı kullanarak dokunulmazlıklarını ilan etmişlerdir. Ancak,bu süreçte Sol'un kökü kazınmıştır.Kominizmi zaten geçiyorum ütopik bir ideoloji idi öyle de kaldı,Lakin sol denilen bir ülkü vardı ise bu ülke de bunun da son kalıntıları 12 Eylül darbesi ile son bulmuştur,tükenmiştir.
Şimdi bu neyin tantanası?.. Ben hiç Laikliğe,kemalizme lanet yağdıran kişilerin zul çektiğini görmediysem de, Ateist olduğu aşikar olup Salman Rüşdi adlı -ateist-yazarın kitabını türkçeye çeviren Aziz Nesin'e linç girişimi olduğunu çok çok iyi biliyorum.Hatta O kitap yüzünden -güya şakirt kesimin anlık galeyana gelmesiyle - Madımak denilen son derece trajedik ve iç yakan bir olayın yaşandığını biliyorum.biliyoruz.. Hiç ayrıntıya girmiyorum daha fazla o dönemki hüklümetin ve yargının tepkileri hakkında. Az okumak yeterlidir.. Neymiş efendim? Sol görüşlüler,Alevi olanlar dı onlar değil mi?.. Bu ne perhis bu ne lahana turşusu!
28 şubat, dincilerin siyasal geçmişlerini kendi ideolojileri adına aklamak amacıyla kullandıkları bir araç haline gelmiştir artık iyice. Zulme,darbeye,demokratiksizleşmeye karşı isen; Bunu her platform da , her koşulda, her darbede yapmak zorundasın. Sadece için de ''din''unsuru ; var diye hiçkimseyi,hiçbir ideoloji ve inancı ötekileştiremessin.Darbenin iyisi, yarar getireni yoktur,olmamıştır olmayacaktır.. Ama Şu bağlam da bunu kullanıpta tek taraflı gözle Hükümetin de kışkırtması ile öteki darbeleri sol da sıfır bırakıp durup durup 28 Şubat'ı lanetliyorsan bu ülke zaten artık bir çıkmaza girmiştir,geçmişler olsundur..
12 Eylül darbesi için iyi bir adım gibi gözükse de Evren'in yargılama süreci; Biz görmüyormuyuz bunun bir tezgah olduğunu 28 Şubat süreci için? Buna ölümü gösterip sıtmaya razı etmek denir. Sen başta ucundan demokrasimsi ataklarını koklat, sonra hoop ''nasılsa bunu gösterdik bu arada kaynayacaktır; biz asıl amacımıza koyulup devamını getirelim 28 şubattan''de. Olay budur. Zaten içi boşaltılmayan,lime lime edilmeyen bir mecra kalmadı ülke de.. Sağlıktan,yargıya,eğitimden ekomomiye kadar; üstüne insanların manevi duygularını kullan ve saf kesimi kandır.. Bu da son noktadır zaten.Altın vuruş diyorum ben buna.
Umutsuz bir tablo çizmek ve bunları düşünmek istemeyip banane artık ya desem de; Düşünen beyin durmuyor,bişeyler söylemek yazmak çizmek istiyor ki artık tek yapabildiğimiz bu zaten.Sonu nereye varır dahe neler görürüz demeden hoop yeni bir icraat ile daha karşılaşıyoruz,diğeri unutuluyor.. Bu kısır döngü gibi sürüp gidiyor.. işin hazin tarafı ise, Atatürk'ün,laikliğin,Ülkemde'ki mozaiğin, demokrasi umutlarının gün geçtikçe unutturulmaya çalışıldığı bir ülke'de yaşıyor olduğum gerçeği.(Atatürk-Kemalizm ve solculuğu aynı platformda ele almıyorum,orada bir karışıklık olmasın).Daha acı tarafı; Gelecek nesil,çocuklarımız ve torunlarımız, Bu ülke'nin geçmiş ruhunu, Kurtuluş savaşımızı,Cumhuriyetimizi Ve büyük kurucusu Atatürk'ümüzü nasıl anıp hatırlayacak bunun belirsizliği..Tek bildikleri 'Sol'' savaşın kötü, doğru yolun sağda olduğu; 28 şubat ülkenin tek ve en yıkıcı darbesi olduğu olacaktır bu bağlamda..
Çok derine inmemeye çalışarak paylaşmak istedim gündem konumuz olduğundan mütevellit.Ne mgk toplantısı,ne Erbakan'ı ayrıntıya girmek istemedim.Tamamen geniş bir bakış açısıyla paylaşmak istedim yine.28 Şubat'tan girip, Ülke'nin umutsuz tablosuna alakasız bir geçiş yapmış olsam da; nedeni, hepsinin buraya bağlanmasıdır.Hani derler ya diziler de;''tamamen hayal ürünüdür,kişiler ve olaylar gerçek değildir'' diye. işte bu da benim söylemimle , ''Kişiler ve olaylar tamamen gerçektir, gerisi tamamen benim Yorumumdur'' . Sürç i lisanım olduysa affola.Saygılar..