kuran ın yerel ve tarihsel bir kitap olması

entry10 galeri
    7.
  1. içinde yağmur ve karla ilgili hiçbir ayet bulunmaması da ne denli dar bir coğrafyada yaşayan birinin kaleminden çıktığını gösteriyor. çok değil bundan sadece 10 yıl önce, yani ilahiyatçıların tv programlarına bugünkü gibi her saat başı katılmadıkları yıllarda, ayetlerin kesin ve net bilgiler içerdiğinden, tartışma payı bırakmamak için son derece ince elenip sık dokunmuş bir kutsal kitaba sahip olduğumuzdan demvuruludu. ama her eve bilgisayar girmesinden sonra -ki bu yaklaşık 15 yıl öncesine tekabül ediyor- insanlar araştırmaya ve merak etmeye başladılar. ilahiyatçılar da işte bunu tahmin edememişlerdi.
    birkaç gün önce seyrettiğim bir tv programında ilahiyatçının teki kur'andaki tüm ayetlerin test edilebilir olduğunu, ayrıca test edilmesinin de gerekliliğini savundu. 10 yılda ne değişti peki? hiçbir tartışmaya mahal vermeyen, kesin ve net bilgiler içeren ayetler birdenbire içerik mi değiştirdiler? bunun tek bir açıklaması olabilir... bilimin toplum üzerinde giderek artan ve önlenemez bir yükselişi var. ki bu yükseliş bizim ülkemizde çok geç bile kalan bir yükseliştir. bununla beraber insanlar ihtiyaç duydukları yaşamsal enerjiyi bilimden aldıklarının farkına vardılar. kutsal kitap ikinci plana itilmeye başlandı. -bence planlar dahilinde bile olmaması gerekirken- hal böyle olunca özellikle de akepe gibi dindar bir partinin iktidara gelmesiyle birlikte ilahiyatçılara büyük görev düştü. o görev de 'ayetleri esnetmek'... günah olan işlerin azaltılıp, sevap olan işlerin çokmuş gibi gösterilmesi. başlarda kendini cehennemiyle tanıtan ve korku salan bir tanrı'nın yerini, bir insanın sadece günde bir kez 'bismillah' demesiyle, cennete gidebileceğini müjdeleyen bir tanrı aldı! içerik değiştirildi çünkü... her ne kadar yazıldığı gibi de gelmiş olsa, okumaktan okumaya fark var. ve nitekim okudukça da değişiyor!
    bu sadece kutsal kitaplar için de geçerli değil. tarihin ilk yazılı kaynakları mezopotamya'daki cemden nasr tabletleridir. bu kayıtları rahipler, mabede gelen tahıl miktarını kaydetmek için tutmuşlardır. diyeceksiniz ki ne alakası var? gelelim ona... bugün o yazıtları karşısına alıp, şöyle etraflıca bir kafa yorma işine girişen herkes -ya da kendini mutlak surette ilahi bir işaret bulacağına programlamış herkes diyelim- o yazıtları biraz günümüze uyarladığı zaman, mutlaka kendine pay çıkarabilir. demek istediğim şu; eğer herhangi bir yazıyı ilahi bir gücün vahyettiğini düşünerek okuyorsanız, zaten yanlış okuyorsunuz demektir. kitap neyse odur!
    diğer yandan katoliklerin rahipleri de eşcinselliğin tanrı'dan gelen bir üçüncü cins olduğunu kabul ettiler. üstelik çok yeni bir haber bu. tüm bu yapılanların tek amacı, kutsala olan değeri arttırmak ve insanları dine daha sıkı bağlarla bağlamaya çalışmaktır. o yüzden ayetleri evirip çevirip, döndürüp çağa uyarlamaya çalışmayın. lastik mi lan onlar? o elinizdeki kur'anın ne kutsal manada bir geçerliliği, ne de evrensel manada bir kapsayıcılığı vardır. okuduklarınıza dair bir şeyler uydurmadan duramıyorsanız da kutsal olduğuna inanılan bir kitap değil, takvim yaprağı ya da hikaye kitabı okuyun...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük