aslında gerçek bir aşk ise yaşanılan kadın erkek farketmez,o acı içinizde kalır,bıçak gibi. iyileşir,ama iz bırakır.
ama şöyle bir durum var,kadınlar,aşık oldukları zaman,o insanı kazanabilmek için elinden geleni yaparlar,öyledir ki yüreklerine sığmaz aşkları,taşar. kimi zaman bir şiir,kimi zaman bir dost anlatabilir,o kadının ne denli bir aşk yaşadığını.
fakat erkekler ise,onun yanında olabilmek için adeta çırpınan kadını,tabir-i caizse, çantada keklik olarak görürler ve asla kıymet vermezler. nasıl olsa beni seviyor,nasıl olsa bana aşık diye düşünürler.
ve o kadın,yorulduğu zaman aşkı için savaşmaktan,ne bir söz,ne de bir elvedaya gerek duymadan sessizce gider. çünkü yorgundur.
bu nedenledir ki kadınlar aşklarını atlatabilirler. çünkü artık yapacakları hiç bir şey yoktur,dinlenmeleri gerekir.
erkek onun gittiğini anladığı zaman aşk acısı çekmeye başlar,çünkü anlayamamışlardır. çantada keklik diye adlandırdıkları o kadın yoktur artık. kendisinin de vazgeçilebildiğini,aslında o kadının sevgisi araclılığıyla veya daha önce sevdiklerinin farkına varırlar, ama artık çok geçtir.
bu nedenledir ki,kadınlar aşk acısını erkeklere oranla daha kolay atlatabilirler.