idam edilmeden önce abdest almayı ve kelimei şahadet getirmeyi reddeden ve ''Ben öyle bir mefhum tanımıyorum'' diyen Deniz Gezmiş asıldıktan sonra 55 dakika daha yaşamış.
Dodanlı, "idam sehbasında Deniz Gezmiş, tam 52 dakika boyunca yaşadı'' diye konuştu.
Deniz Gezmiş, Hüseyin inan ve Yusuf Arslan'ın idam edildiği 6 Mayıs 1972 gecesinin gazeteci tanığı eski Anadolu Ajansı muhabiri Burhan Dodanlı, 40 yıl sakladığı idam yaftalarını Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ne bağışladı.
Dodanlı, Deniz Gezmiş, Hüseyin inan ve Yusuf Arslan'ın idam edildiği gece uzun uğraşlar sonucu aldığı idam yaftalarını Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'ye verdi.
Burhan Dodanlı, gece sokağa çıkmanın bile yasak olduğu bir ortamda çok zor şartlarda, idam anlarına tanıklık ederek bu yaftaları Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi'nin izniyle aldığını ve 40 yıl muhafaza ettiğini belirterek, ''Bu belgeleri bugüne kadar onlarca insan benden istedi. Ama 40 yıl boyunca sakladığım bu belgeleri kimseye vermeye yanaşmadım. Daha sonra arkadaşlarımla beraber bu belgelerin buraya Ulucanlar Cezaevi'ne ait olduğuna karar verdik. Bu belgeleri size emanet ediyorum'' ifadelerini kullandı.
'GAZETECi OLARAK TANIKLIK ETTiM'
Dodanlı teslim törenin ardından yaptığı açıklamada, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının davasını başından sonuna kadar 3 arkadaşıyla birlikte Anadolu Ajansı muhabiri olarak yakından izlediklerini ve idam anına tanıklık ettiklerini belirtti.
Burhan Dodanlı ayrıca sonradan o gece ve önceki süreçte yaşananları kaleme aldığı kitabından dolayı istanbul'da 20 yıl boyunca yargılandığını ve berat ettiğini kaydetti.
Dodanlı'nın Tiryaki'ye verdiği Deniz Gezmiş'in yaftasında şu ifadeler yer alıyor:
''Deniz Gezmiş, Ankara 1'Nolu Askeri Mahkemesi'nin 9.10.1971 tarih ve 971-13 esas 971-23 karar sayılı hükmü ile TCK 146-1 maddesi uyarınca ölüm cezasına mahkum edilmiştir.''
GEZMiŞ ABDETS ALMAYI KABUL ETMEDi
idam edileceklere son vazifelerini yaptırmak üzere orada bulunduğunu aktaran Çiftçi, Yusuf Aslan ve Hüseyin inanın Kelime-i Şahadet getirdiklerini iddia etti. Çiftçi, ikilinin daha sonra idama gittiklerini söyledi. Deniz Gezmişin ise islam dinini kastederek, Ben öyle bir mefhumu tanımıyorum dediğini söyleyen Seyit Hoca, Kelime-i Şehadet getirmedi dedi.
VAZiFEMi YAPAMAM
Seyit Çiftçi, Aslan ve inana son vazifelerini yaptırabilmek için abdest aldırmak istediğini ancak orada bulunan merkez komutanının buna izin vermediğini anlattı. Çiftçi, daha sonra orada bulunanlara, Beni buraya mahkumların son vazifelerini yaptırmak için getirttiniz. Onların elleri kelepçeli olduğu için abdest almaları mümkün değil. Ellerini çözmezseniz abdest alamazlar, ben de vazifemi yapamam dediğini belirtti.
"Hocanın dediğini yapın"
Seyit Çiftçi, merkez komutanına itirazından sonra yaşananları şöyle anlattı: Orada bulunan bir paşa, Hoca ne diyorsa onu yapın dedi. Yusuf Aslan ile Hüseyin inanın elleri çözüldü, abdest aldılar ve Kelime-i Şehadet getirerek darağacına gittiler. Deniz Gezmiş ise böyle bir şeyi kabul etmedi. Ancak onun idamı kötü şekilde oldu. Boyu uzun olduğu için ayağı takıldı ve boynu kırılmadığndan yaklaşık 45 dakika orada can çekti. Sonra da hayatını kaybetti.