birgün bir yaprak kopar dalından, yeterince solmamıştır ama. muhtemelen henüz taze, yeşilken, güçlü bir rüzgar yüzünden kopuvermiştir kendisini besleyen o daldan, ağaçtan. ve bloklar halinde yaşayan insanların hayatlarına müdahil olmak üzere yolculuğuna başlar serseri rüzgarın estiği yöne doğru.
bu yaprak özünde temizdir, yeşili kadar da ferah. ince damarları vardır. incedir çünkü nazenin bir varlıktır. o incecik damarlarından akan hayat sıvısı hem sıcak hem ahenklidir. o akışın teninde yarattığı titreşimler, rüzgarın o tenine olan nazik darbeleriyle birlikte havada usülce süzer o nazenin varlığını, insandan insana çarparak yolculuğuna devam eder.
daha önce uğradığı duraklarda bıraktığı o mis kokulardan mahrum kalmışlığın pişmanlığını yaşayacak birinin omzunda duruverir sonra. birden bire, ansızın. tam o anda, bütün güzelliğini, yemyeşil yüzeyini, incecik damarlarını, mis kokusunu ve her türlü birikimini, beslendiği dalların kalitesini, hikayesini sunuverir o omzun sahibine.
nice başka omuzlara da uğramasını dilediğim yazardır kendisi. nazenin, yaprak duruşu ile, ferah yeşil ruhu ile.