az, öz ama hedefini bulacak kıvraklıkta, onikiden vurucu, menzili okuyucunun duyumsama gücüne kalmış, bıraktığı iz kalıcı tek bir kurşun, mükemmel bir sabah...
--spoiler--
Mükemmel olanın naifçe lekelenmesi daha da mükemmel değil mi?
--spoiler--
Hayat hareket ediyor böyle anlarda. içine çekilmiş bir poşetin yeniden şişirilişi gibi özgün. Artık çatlaklara sahip ve bunda belirli bir kutsallık var. Herkes yorulmuş durumda. Seninle alakalı. Yeterince anlattık birbirimize derdimizi. Kimse dinlemiyor zaten, o eski mağara alegorisini canlandırmaktan başka yaptığımız bir şey yok.
--spoiler--
--spoiler--
Geceler boyu kulağımı dayadım sana. Duymaktan öte titremeni bekleyerek. Çok acıtıcıydı emin ol. Sana seslendim, çağırdım, parmaklarımı çatırdatıp öfkemi havaya fırlattım. isteği boğdum, aşkımın dizlerini parçaladım ki bir daha ayağa kalkamasın.
--spoiler--
--spoiler--
Ve öyle çirkinim ki aynaya bakmaya korkuyorum, kendime aşık olurum diye…
--spoiler--
--spoiler--
Azlığın kenarından geçmek kadar kötüsü olamaz. Sen ya meczupsun ya dahi öyle mi?
--spoiler--
