soba zehirlenmesine benzetmek istediğimdir. ama aşağıdakiler belki işimize yarar:
şeylerin dolaşıklığı, anlamları üstüste yığan bir girdap gibi. "internet ne" diye soran öğrenciye kabloları gösterip "bilmiyorum ama elimizde bunlar var" demek gibi. bazen çok şeyin ayrıklığı bilgisine varıp, bu bilginin içimdeki yerini tespit etmeye yeltendiğimde gizli bir el şuurumun şalterini indiriveriyor. etrafa fırlayan talaş parçacıkları telaşla konunun merkezine seyahat etmekte olan benliğimin bölünmez bütünlüğü için birer iç tehdit unsuru haline getiriliveriyor. bütün ivediliğiyle bu yaşananları hissetmek ise "çok şey anladım, beni başka zaman konuşturun" diye bir ağaç gibi durmaya itiyor. bütün bunların ardındaki kukla oynatıcısına, birbirimize olan saydamlığımızın verdiği yetkiyle, "kaldırsana be örtüleri" demek için can atıyorum.
hey durun kamaşmasın zihinleriniz! hepimiz birer örnekteyiz, birer konuşma balonunda geçiyor isteklerimiz, öfkelerimiz, düşüncelerimiz, kredilerimiz..şeylerin dolaşıklığı, anlamları üstüste yığan bir girdap gibi.