burnunun dibine yaklaştırıp koklar önce; kokusunu sever. renginin tonunu sever, griyle beyaz arası değişimini sever. sihrini sever bir kere; şeffaf görünürken içine su dalınca hokus pokusla beyazlaşmasını sever. 'yanında ille de balık olsun, mutlaka açık hava, deniz kenarında güzel bir masa olsun' demez, gerçekten seviyorsa tek başına da içebilir. kalabalıkların arasında kadeh tokuştururken tadının neşeye dönüşüşünü de sever, yapayalnızken fonda güzel bir müzik varken, mesela zeki müren, hüzne ve gözyaşına dönüşüşünü de.. hem neşeyi, hem kederi bir arada barındırabilir. gereksiz yük yapmaz mesela, çarpacaksa direk çarpar. diüretik etkisi biranınkinden azdır, sürekli tuvalete koşturmaz. velhasıl rakı içen insanlar samimi duyguların insanıdır. harbidir, nettir, hedefe yöneliktir.