kız kardeşin evlenmesi

entry27 galeri
    9.
  1. hüzünlendirir. çok iyi şartlarda olacağını bildiğiniz halde burkulur içiniz. kuşağı bağlarken herkes ağlıyordur, siz ise metin olmak zorundasınız, hani erkek ağlamaz masalından dolayı değil, öyle işte... siz ağlayamazsınız.

    sonra dolarken o kırmızı kuşağı beline duasını okursunuz, kolunuza takıp ağır ağır indirirsiniz merdivenlerden. o ağlar, siz susarsınız. sonrası ya nikah ya da düğün... hep bilindik şeyler işte. sonra alkış kıyamet, takı törenleri fotoğraf çekinmeler ve sürüp giden düğün ritüellerinin birçoğu...

    ve son an...

    artık herşey tamamdır, aylarca düzdüğü çeyizi yeni yuvasında yerli yerincedir, hem mutludur hemde hüzünlü... her şeyin heyecanı biter, mesela düğün telaşesinin ya da kimseye ayıp olmasın dertleri... sıra son bir defa daha sarılmaya gelir...

    önce anneniz babanız, amca dayı derken sıra size gelir... gözleri yaşla dolar, zaten annenize ilk sarıldığında döker ne varsa gözlerinden... şimdi sıra sizde...

    --spoiler--
    ben hep gelicem, sende gel ama tamam mı
    --spoiler--

    der size. sizde elbette geleceğim dersiniz, çaresiz. ama mesafeler konmuştur artık, bir bayramlarda ya da düğünde belkide bir cenazede görecek kadar zaman vardır bundan sonra... o sarılır ağlar. siz yine susarsınız. cezaevinde memur koğuşunda geçirdiğiniz günler aklınıza gelir. hani açık görüşte sorardı ya halinizi hatrınızı, tansiyon hastası anneniz dayanamaz diye o gelirdi ayda birde olsa.

    --spoiler--
    burda rahat mısın? zaman geçiyor mu abi?
    --spoiler--

    diye sormaları aklına gelir.

    --spoiler--
    burda zaman geçmiyo be gülüm...
    --spoiler--

    deyişiniz aklınıza gelir. hani konuşamaz ya insan hıçkırık boğazında düğümlenince ve detone bir hal alır kelimeleri, sırıtır. susarsınız yine...

    haklar helal edilir. sonrası eş dostu doyurmaya kalır, belkide bekar arkadaşlarla toplanıp iki bira içimine tebrikler alınır yakın çevrenizden.

    aynı anadan doğmuş, aynı sofranın dibinde, bir tabak pilavın pirinç tanelerini ziyan etmeme yarışına girişen biz... susamlı krakerin paketinde dipte kalan susam kırıntıları için kavga eden biz... artık çok başka diyarların insanları oluyoruz bir bir.

    işte yabancılaşmanın garip halet i ruhiyesi içinde özene bezene süslenmiş bir arabaya bırakıpta gidersin,bir zamanlar uğruna yan bakanın ağzını burnunu kırdığın kız kardeşini...

    niyeyse bu hayat yabancılaşmanın ve kaybetmenin üzerine kurulmuş, adalet bu mu? vardır bir hikmeti...

    edit: ömrünce mutlu ol kardeşim, sen bu mutluluğu, bu imkanları hak ettin. beni düşünme kara keçim benim, allah büyük, yol bulunur, yürünecek dermanda olur. sen mutlu ol ve her daim selametli ol. allah mutluluğunu daim etsin.

    (bkz: canım kardeşim)
    8 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük