--spoiler--
öfke bir yüktür. hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısadır. buna kesinlikle değmez.
--spoiler--
ırkçılıktan öte günümüz dünyasında ve daha da önemlisi Türkiye'sindeki "ötekileştirme" tehlikesini yalnızca tukaka olarak değil, her türlü bakış açısıyla izleyiciye sunduğu için çok üst düzey bir filmdir. Filmdeki çoğu konuşmanın, diyaloğun altında psikolojik ve sosyolojik etkiler yatar, gözler önüne serilir. Yalnızca bu sebepten bile izlenilmesi gereken filmdir.
Ötekileştirme sorununu yalnızca tukaka olarak değil, her yönüyle ele aldığı için demişken; filmde genç Derek Vinyard'ın beyaz arkadaşlarıyla market patlatmaları olayından önce yaptığı konuşma belki üst düzey oyunculuğu, belki de başka sebeplerden fazlaca etkileyicidir; ve kim haksız olduğunu söyleyebilir?
o konuşmayı da paylaşalım:
--spoiler--
Bu eyalette şu an 2 milyonun üzerinde kaçak göçmen yatıyor. Burada olmaya hiçbir hakları olmayan o insanlar için eyalet geçen sene tam 3 milyar dolar harcadı. Kaçak göçmen suçluları hapsetmenin masrafı 400 milyon dolar. Bu ülkeye, göçmen bürosunun işgüzarlık edip hüküm giymişleri araştırmaması sayesinde girdiler. Kimin umrunda! Hükümetimiz bile takmıyor. Sınır politikamız içler acısı. Şaşıracak bir şey yok. Adamlar güney sınırımızda bizimle alay ediyor. Kanunlarımızla mı alay ediyor? Her gece bu asalaklardan binlercesi sel gibi sınırın üzerinden akarak mal bulmuş gibi geliyor. Bu hepimizin hayatıyla ilgili! Dürüst, çalışkan Amerikalılar ihmal ediliyor çünkü hükümetimiz bu ülkenin vatandaşı bile olmayan bir grup insanın anayasal haklarına daha çok önem veriyor. Özgürlük Anıtı ne diyor? "Bana yorgunları, açları ve fakirleri verin." Oysa yorgun, aç ve fakir olan Amerikan halkı.
--spoiler--
izlenesi ve izlemekten öte "algılanası", "anlanası" filmdir vesselam. izleyin, izlettirin, anlayın, anlatın.