6 yıl önce eskişehire geldiğimde boş boş gezerek etrafı tanımaya çalışırken isminden mi yoksa çalan şarkıdan mı (düş sokağı sakinleri sever ya o dönemde insan) bilemem, kendimi içeride bulduğum kafe. yine o zamanlar hiç bir yerde çalınmadığı halde bas bas ahmet kaya çalıyor olması da etken olabilir. olabildiğince karanlık bir yerdi. orta yaşlı, kilolu bir teyze kasiyer vardı ayrıca. tomurcuk çayını kısmadıkları için çay gayet güzeldi. yabancılık, yalnızlık, sonbahar ve güzel müzik birleşince vazgeçilmez oldu benim için.
sonraları çeşitli değişimlere uğradı ve müşteri kitlesi de git gide değişti. iyi mi oldu kötü mü bilemem..