türk askeri kaçmaz.
babamın dededsi balkaln harplerinin birinde bölüğün karavanacısı. karavanacı hem bölüğün yemeğinden hem de o yemeği pişirmek için gereken kap kaçaktan sorumlu ve dahası okapkaçağı gittikleri her yere sırtında götürmekle vazifeli bir gün bunlar bir tepe başını tutmuşlar aşağıdan tepeyi bulgarlar sarmış çıkıyorlar yukarıya.ama sayıca çok kalabalıklar ve geri çekilmekten başkaçare yok. ricat borusu çalıyor fakat bu tepede en önde bi yerlerde iyice olay kızışmış ha şu gelene de yetiştireyim ha bu pezevenge de sığdırayım diye ver ederken bulgarlara mermileri duymamış ricat borusunu. bulgarlar artık tam bunun yanına gelecek bir bakmış arkada kimse yok herkes çekilmiş tepe aşağı gidiyor. bu da sıkmış karavananın kayışlarını sırtında başlamış topuklar kıçına aşağıdakilerin peşinden. o sırada artık bulgarlar da tepeye çıkmış ver ediyorlar bunun arkasından mermiyi.bir mermi bunun tüfeğine geliyor hatırı sayılır bir tahta koparıyor dipçikten ama yırtıyor dede.yetişiyor ötekilere. e tabi eski zaman akşam oluyor savaş paydos. neyse bölüğe yetişiyor bu . komutan herkesi diziyor içtimaya eksik ne gedik ne kayıp yaralı şehit.tek tek soruyor kimsede pek önemli bir şey yok sıra bizim dedeye geliyor senin neyin var. dede sakin cevaplıyor kaçarken tüfeğimin dipçiği vuruldu. komutan birden celallenip bir tekme atıyor buna kitekmeden bacağının yanında sallanan kasatura etine giriyor o derece.ulan türk askeri kaçar mı ricat ettin diyeceksin hayvan herif. dede de harpten önce de adam madam kesmiş eski delilerden can acısıyla celalleniyor: kaçmadık mı lan orda değilminiz(bizim oralıların ağzı) hepiniz.tabi akabinde gene pataküte buna komutandan..