aşkta cesareti sınayarak karşılıklı acı çektirme yarışı...
pembe köşede hatun kişi mavi köşede er kişi,3-2-1; maç başladı, dalın birbirinize
kim kimi knock out ederse artık....havlu atanı adamdan saymıyorlar ama bu oyunda..dikkat!
--spoiler--
-"arkadaşlar gözlük gibidir;bazen netleştirirler, bazen çizilirler; bazıları da süper olur,ben şanslıydım, sophie'yi buldum..."
-Julien'nin yaş yirmibeş ve otuzbeş yaşarası 10 yılını anlattığı sahne ve
polisten arabayla kaçtığı sahne ve dahi sophie'nin dikkat çelici çelici baktığı her sahne muazzamdır.
-bu iki güzide aşığımızın beton altında dudak dudak kaldığı ve
akabindeki huzurevi sahnesinden sonra; allalla noldu şimdi, hangisi gercek son; yönetmen sonunu bilinçli olarak biz,seyircilere mi bıraktı ,yoksa ikisini de cekip
montajda atmaya kıyamayıp, ortaya karışık mı döktürmüş filan derken, efsane yorum arkadaştan geldi:
" birader, o betonların altında baska bi dünya var, fantastik, huzurevi filan da orda yani ikise de doğru aslında",,,,sustum...
--spoiler--
ve de bi kez daha anladım ki; sap sapa, romantik bir film izlemektense,
türkiye'nin enginar ithalatında karşılaştığı güçlüklerle ilgili bi makale okumak daha
cazip olsa gerek..