cumhuriyet halk partisi

entry5081 galeri video20 ses1
    62.
  1. ecevit'in iktidara geldiği 1999 seçimiden sonra büyük bir yenilgi yaşayan ve 22 mayıs 1999'da yapılan olağan üstü kurultayda Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Murat Karayalçın, Ertuğrul Günay, Hurşit Güneş arasında geçen başkanlık mücadelesinde altan öymen yerine 13 oyla kaybeden hasan fehmi güneş kazanmış olsaydı, bugün karşımızda bambaşka bir halk partisi olacaktı.

    sadece 13 oyla kazandı altan öymen ve 2 yıl sonra hiç zorluk çıkarmadan deniz baykal'a bıraktı koltuğunu, zaten o gün yaşananlar, finali hazır bir gösteriye benziyordu.. büyük mağlubiyetin ardından deniz baykal bir süre ortalıktan çekilecek, sular durulunca tekrar gelecek, ve geldi..

    peki o gün (22 mayıs 99) hasan fehmi güneş kazansaydı ne olurdu?

    chp bugün "sol" adına sadece aydınlanma taraftarı. laiklik ve bölünmeye, etnik kimliğe karşı ulus devletten yana sanayi toplumuna özgü fikri hayata ve cumhuriyet'e bağlı bir parti konumunda. bunlarda haksız mı? pek tabii ki haklı. ancak sol sadece monarşi veya teokratik bir yöentim biçimine karşı cumhuriyetçi ve demokrat olmak değil. "sol" serbest ve ötesi piyasa koşullarda insan ihtiyaçlarının sadece özel sektörün "kar" marjının keyfine bırakılamayacağını ön gören, bunun engellenmesi için önemli sektörlerin, ağır sanayinin merkeziyetçi ve insanın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ancak bu yolla tüm topluma ulaştırılabileceğinin uygun olan tek yol olduğunu belirten siyasi tercih, en azından sosyal demokrasi için (her ne kadar öyle olmasa dahi).

    işte chp'de bugün eksik olan ekonomik anlamda "sol" söylem, eğer o kurultay hasan fehmi güneş tarafından kazanılmış olsaydı eksik kalmamış olacaktı. chp 99 seçimlerinde büyük bir yenilgi aldı, bu bir uyarıydı. ve uyarı o gün için (meclise girilememiş bile olsa) hayırlara vesile oldu diye sevinmemize neden olabilirdi, eğer altan öymen ve 13 oy olmasaydı. deniz baykal 2 yıl sonra geri döndü ve uyarı bir anlamda ve tam anlamıyla dikkate alınmamış oldu. bir sonraki seçimde medyanın da bir bölümünün desteğiyle %19'la tekrar meclise girdi, 2007'de daha da fazla oy alabilir. ama ne yapabilir?

    sadece laiklik ve bölünmeye karşı duruşla sistem içinde işsizlik ve yoksulluk çeken halka ne kadar yardımcı olabilir, ne kadar hizmet edebilir. ihtiyaçlar hiyerarşisini ne zaman dikkate alacak acaba deniz baykal ve arkadaşları? insanın birey olamdan önce, kulluktan kurtulabilmesi için, kendine güvenen bir cumhuriyet vatandaşı olabilmesi için öncesinde başka ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinin farkına ne zaman varacaklar?

    urfa'da ırgatlık için kamyona doldurulan, istanbul'un her yanında amele pazarlarında satılmayı bekleyen, anadolu'da kahvelerde pinekleyen, işsiz kalmış, hayata tutanacak nedeni kalmamış insanlara laikliği anlatmanın mantığını açıklamalı deniz baykal. ha diyorsa "ben anadolu'yu, büyük şehirlerin yoksullarını bıraktım, ben şişli'yi, nişantaşı'nı, kadıköy'ü, çankaya'ı, büyük şehirlerin elitlerini 'küçük burjuvalarını' istiyorum, onlar bana yeter.." onlar zaten sana veriyorlar oylarını, ama bu kez erkan mumcu'ya dikkat etmelisin, en az senin kadar onlara benziyor..

    deniz baykal, kimden yana olduğuna karar vermeli, chp silkinmeli ve ben kimin oyunu istiyorum diyebilmeli, akp'nin oylarının geldiği yoksul kesimlerin mi? yoksa; anap'ın %5 lik, dsp'nin %1'lik oyu mu?

    eğer hasan fehmi güneş gelseydi o gün.. kim bilir, belki bambaşka olacaktı...

    o günlerde bir kaplumbağam vardı, o kırılma noktasının yaşandığı 99'da, adı altan'dı.
    9 ...