söykü dergisi sayı 6 sınıf

entry46 galeri
    42.
  1. hapishane kulübü | pinkwaterdrop

    ana-babaların, iyi niyetle yaşamlarını yönlendirmeye çalıştıkları evlatlarını, kimi zaman nasıl da derin ruhsal sıkıntılara sokabileceklerini gösteren, toplumumuzun kanayan bir yarasına parmak basmış öykü. öte yandan; geleceğini şekillendirmek için vereceği kararda, çok sevdiği ve değer verdiği babası ile kendi isteği arasında ikileme düşen ve yaşamı kararan bir kızın; kimi zaman verilen kötü bir kararın dahi kararsızlıktan iyi olduğunu kanıtlayan hikayesi.

    yalnızca şu iki cümle dahi özetlemiyor mu birçok şeyi;

    "...demiştim ya hani, minik bir sahnede görürdüm bedenimi... ama ruhum soğuk hastane koridorlarına kitlerdi kendini..."

    ve kalanını da şu sözler;

    "...ruhum sustu yıllarca. bazen ağzını açardı, yutkunurdu, yeniden susardı. bilirdi ki asla dinlemeyecektim onu. onun şımarık isteklerine kanmayacaktım. gerçekçi olacak, doktor olacak, babamı gururlandıracaktım. sahnede alkışlanırken babam mı olacaktı yanımda sanki? o zaman öyle bir başarı ne işe yarardı ki?.."

    bu öyküye verilen emek gerçekten çok büyük ve hemen her cümlenin özenle kurgulandığı, sözcüklerinin dikkatle seçilerek; o her biri, üzerine belki de sayfalar dolusu yazı yazılabilecek cümleler hale dönüşmeleri ustaca sağlanmış.

    pinkwaterdrop'u yürekten kutlamak istiyorum. önceki öykülerinde hissedilen o hoyrat tavrı üzerinden atarak; sakin, neleri anlatmak istediğini bilen, kararlı ve kendinden emin bir tavır takınmış. sonuç olarak bu hali, tüm çıplaklığı ile eserine de yansımış.

    "...madem doktor olmak istiyordum, madem idealim buydu benim; neden kızılay kulübü dikkatimi çekmemişti hiç? ilgilenmiyordum o kulüple. hatta bir keresinde, ismim yanlışlıkla o kulübün listesine yazıldığında, müdüre kadar gitmiştim büyük bi'sinirle. tiyatro kulübü'ydü benim yerim. benim hevesim... benim ilgilendiğim... benim sevdiğim... istediğim..."

    öyküler; 'yazarın yüreğinden duygular halinde çıkar. zekanın yardımıyla hafızadan sözcükler beğenirler; kendilerine yakışan ve onları ifade eden. akıl, bu sözcükleri taptaze ve dokunaklı cümlelere dönüştürür; duyguların ahengini ve okuyucu üzerindeki etkilerini bozmadan. sonrasında, "yaz!" der başkumandan ve yazar el, kalemden kağıda dökülür bir bir cümleler.' böyle oluşmuşlarsa eğer, yaşanılmadık tatlar verirler.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük