benim annemdir. benden habersiz kıyafetlerimi ve kitaplarımı valizimden çıkarıp yerine envai çeşit bakliyat, türk çayı, fındık, fıstık ve helva koymuştur. valizden vakumlu poşet içinde sıkıştırılmış halde çıkan uyku seti ve ortopedik yastığı gideceğim yeri bulamayıp, Allah korusun hava alanında kalırsam diye koyduğunu iddia eden sevgili annem, kıyafet ve kitaplarımı çıkarmasının çemkirmeye değecek bir şey olmadığını belirtip, kitap ve kıyafetler evrenseldir, her yerde bulursun, ama ya orada mercimek yoksa demiştir. bu olay, varış noktası olan ülkeye girmeden uçakta doldurduğum forma, annemin valize doldurduğu yiyeceklerden habersiz "valizimde yiyecek yok" yazmamdan ötürü sorun yaşamamış olmama şükretmeme, ve valizini kendin hazırlayı yeni bir motto olarak kabullenmeme vesile olmuştur.*