söykü dergisi sayı 6 sınıf

entry46 galeri
    40.
  1. intihar sınıfı | mogosog

    realist öykülerde tür; macera, polisiye, köstebek ya da psikolojik olduğunda, heyecan katsayısı ve buna bağımlı olarak da okuyucunun öyküye motivasyonu yükselir. aslında bu durum, kullanmasını bilen bir yazar için büyük avantajdır. zira, bu heyecan fırtınası içerisinde okuyucu, ufak-tefek yazım hatalarına, cümle düşmelerine, anlam kaymalarına fazlaca takılmaz yeter ki ifadeler şu örneklerde olduğu gibi 'sokak ağzı'na dönüşmesin;

    "...görüldüğü gibi başkalarını öldürmek kolay geldi millete, fakat sözkonusu kendileri olunca, korktular, yapamadılar..."

    - hangi millettir; bu millet?

    "...ani bir hareketle masadan kaptığı sürahiyi kocasının başına geçirdi kadın..."

    - başa 'geçen' ya da 'geçirilebilen' kazan ya da tencere gibi gereçlerdir. belki bir de maşrapa ama bir sürahi asla kafaya geçirilemez. 'illaki geçireceğim' derseniz bu geçirme; ya mecaz anlamıyla çok farklı bir biçimde ya da sokak ağzı ile bir 'vurma' eylemi olarak algılanır ki burada ikincisinin amaçlandığı besbellidir.

    konuşma dili, öyküye özel bir anlam katacaksa, geçtiği yöreyi betimleyen bir çeşni olarak birkaç kuple kullanılmasında bir mahzur olmaz, sokak diline ise 'underground öyküler' dışında kesinlikle yer verilmemelidir.

    kitap dilinin bozulması, konuşma dilinin bozulmasına benzemez zira, o kalıcıdır. okuyup-örnek alan neslin dilini bir anda ve topluca erozyona uğratır. diller de heykel, resim ve mimarlık eserleri gibi sonraki nesillere aktarılması gereken birer kültür mirasıdır ve başta yazarlarca olmak üzere özenle korunmalıdırlar.

    "...son yarım saatte dakikada iki kişinin ölümüne sebep olmuştu..."

    - böyle bir ölçütlendirme türü ben bilmiyorum. bu öyküye has özel bir anlam taşıyordu ise de ben onun ne olduğunu çözemedim.

    bu tenkitlerden sonra gelelim hikaye'nin özüne; yapısal anlamda alışılmadık ve bence çok da başarılı bir tarz denenmiş. öykü sunumu güzel, dilindeki akıcılık ve okuyucu üzerinde yarattığı motivasyon iyi.

    ancak, okuyucuya 'malumun beyanı' şeklinde verilen son bölüm bana itici geldi biraz. sanki, nasıl desem; 'okuyucuyu öğrenci gibi karşısına almış da ders verir gibi' olmuş;

    "...korktular, yapamadılar. canları tatlıydı çünkü; anne babalarının, eşlerinin canından çok daha tatlı..."
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük