eve bir tane dişi muhabbet kuşu alınır.
yeşil renginden dolayı hemen fıstık ismi konulur.
büyütülür, beslenir, pek de sevilir, pek de ilgilenilir.
aradan biraz zaman geçtikten sonra çiftleştirilmek istenir.
haladan bir tane erkek kuş alınır.
onun da mavi renginden dolayı hemen maviş ismi konur.
bu iki kuş aynı kafese kapatılır ve beklenir.
beklenir.
beklenir.
ve beklenir. bir sabah, yine her sabah ki gibi kuşun evinin arka kapısı açılır ve yumurtalamış mı diye kontrol edilir.
evet istenen durum oluşur ve yumurtalar oradadır.
her gün bu yapılır.
bilinmez ki o kapıyı açarsan o kuş o yumurtaları yuvasından atar.
neyse 1 atar 2 atar.
sonradan bu bilgi her hangi bir yerden edinilir ve o kapı bir daha açılmaz.
gel zaman git zaman dişi kuşta bir huysuzluk gözlemlenir.
etraftan gelen hamilelikte normaldir telkinleriyle iç rahatlatılır.
bir gün uyanılır ve kuşa bakmak için kafesin yanına gidilir.
kuş, kafesin zemininde ölü bir şekilde yatmaktadır.
sonradan öğrenilir ki kuşlar çiftleştirildikten bir süre sonra ayrılmaları gerekir.
yoksa fıstık gibi 24. ye hamileyken, karnı burnunda, çatlayarak ölünür.
ve bir çocuk olarak çok üzülünür ve evin bahçesine gömülür.