dönence

entry144 galeri video5
    66.
  1. az kişi bilir ama üstad barış manço bu şarkıyı sovyetler birliği ne bağlı türk devletlerine hitaben yazmıştır.

    bunu yusufhan güzelsoy un bir yazısını paylaşarak daha net anlatabilirim diye düşündüm. işte paylaşıyorum:

    Barış Manço, Türk kültürüne son yüzyılda damgasını vurmuş, vefatının ardından 10 yıldan fazla geçmesine rağmen yeri dolmamış, çok önemli bir sanatçımızdır. O, asla parti milliyetçiliği yapmamış, Türklüğü siyasal yozluğa sürüklememiş, kültürü en iyi şekilde temsil etmiştir. Bıraktığı eserler, hala alanında en iyileri arasındadır. Etnik Rock tarzında ilk sayılan “Küheylan”, Progressive Rock tarzında da “Dönence” önemli eserlerindendir.

    işte bu yazının konusu da, “Dönence” parçasıdır.

    Araştırmalarım sonucunda, bu parçanın sözleriyle ilgili, Barış Manço’nun gizemini çözeceğimiz bir açıklaması olmadığını düşünüyorum. Mutlaka O’nu yakından tanıyanlar, bu parçanın sözlerindeki gizemin sırrına vakıf olma ihtimali yüksek kimselerdir. Bizim gibi Barış Manço’yu birebir görme şansı olmayan Türkler de, sözler konusunda kendi tahminlerini yapacaklardır…

    Ben, öncelikle sözleri teker teker yazayım, Dönence parçası için benim düşündüğüm anlamları ifade edeyim (Bu arada parçanın çıkış tarihi: 1981’dir.);

    “Gün çoktan döndü buralarda ve ben simsiyah bir gecenin koynunda, yapayalnız bekliyorum…”

    Türkiye, 1981 yılına gelindiği zaman, çoktan bağımsızlığını kazanmış, talihini döndürmüş, son askeri darbeden yeni çıkmış ve yalnız bir ülke konumunda gibiydi. Bu tarihte, diğer Türk toplulukları da bağımsızlıklarını kazanmış değildi ve Türkiye belli belirsiz bir durumda, yapayalnız beklemekteydi. Oğuz ili yalnızdı; çünkü Türk illeri bağımsızlığını henüz kazanmamıştı.

    “Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek ‘Dönence’, biliyorum…”

    1981 yılı, Sovyet hakimiyeti altında yaşayan Türklerin, 91’de bitecek olan “hızlı” bağımsızlık hareketlerinin arttığı yıldır. 1981’de, Türk toplulukları bağımsızlığı istediğinin daha fazla farkına varmaya başlamıştı. Önceki hareketler, 80’den itibaren görülen sürecin hızının, yanından bile geçemez.

    “Uzaklarda bir yerlerde, güneşler doğuyor…”

    Kazakistan ve Kırgızistan’ın sancağını bilir misiniz? Çoğunuz bilirsiniz elbet. Sancaklarda, birer güneş vardır. Buradan yola çıkılmış olunacak ki, yeni Türk devletleri “doğan güneş” değil, “doğan güneşler” olarak görülmüştür.

    “Uzaklarda bir yerlerde, güneşler doğuyor” demek, gerçekten aşk sözü ya da bir çeşit felsefe olabilir mi? Aşk sözü olacağını sanmıyorum. Fakat gizemli bir felsefesi olduğu kesin…

    “Kupkuru bir ağacın, dalıyım, yapayalnız”

    Fark etmişsinizdir, yalnız ve kuru ağaçlar, genelde hep en yaşlı ağaçlardır. Türklük, kökü oldukça derinlere uzanan bir ağaç gibidir. O ağacın sayısız dalı vardır; sayısız Türk toplumu… ve o toplumlar Türklük ağacı resminde, hep bir dal olarak gösterilir. Demek ki kupkuru ağacın yapayalnız dalı Türkiye; yalnız bırakan dallar, bağımsızlığını kazanamamış Türk topluluklarıdır. Bu sözler, Türklük ağacına gayet uymaktadır…

    “Uzaklarda bir yerlerde, bir şeyler kök salıyor…”

    Yeniden bağımsızlık sürecinden söz etmeme gerek var mı?

    “Çatlamış dudağımda, ne bir ses, ne bir nefes…”

    Türkiye’nin hali ortadadır. Çok kötü değiliz; fakat darbe öncesi sürecin ve sonrasının sağlam olduğu söylenemez. Hele ki asla tam bağımsız değiliz. Büyük Türkler yetiştirmiş bir milletin devleti, sesi çıkmaz, vergi ödettiğine ses çıkaramaz olmuştu. Zira yalnızlık artmıştı…

    “Uzaklarda bir yerlerde, türküler söyleniyor…”

    Daha önceki yazımda, bu türküleri, “marş” olarak nitelemiştim. Aklıma daha mantıklısı gelmedi.

    “Bir gün gelecek ‘Dönence’ biliyorum…”

    Turan ya da Türk birliği, tarihte 7 kez gerçekleşmiştir. 7 Turan da, daima zorluklar altında kurulmuştur. Bugün Türkiye tam bağımsızlık kazandığında, yarın çok daha güçlü olacaktır. Belki de, bir dönencedir Turan ve o dönence dönecektir…

    ***

    Amacım, böyle üstadı belli bir çizgiye çekmek değildir. insanlar bu sözleri farklı şekillerde de değerlendirebilir. Kaldı ki Barış Manço, asla siyasal olmayan Milliyetçi çizgisiyle, bilgisiyle, katkıda bulunduğu Türk kültürüyle, daima gönüllerimizde yer edinecektir. Sanatın sanat olmadığı, sanatçının değer bulmadığı günümüzde, Barış Manço’yu ve bütün atalarımızı, bir kez daha rahmetle anıyor, ruhlarının şad olmasını diliyorum.

    Esenlikler.

    Yusufhan GÜZELSOY
    9 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük