acıtır, güçlü görünmek istersin, ama başaramaz kuytu bir köşede sessizce ağlarsın çaresizliğine...
zamanı geri almak istersin, tekrar gülüşünü seyre dalmak istersin, tekrar gamzelerinde ölmek istersin yapamazsın.
günlerce, gecelerce için içini kemirir, tonlarca avazın çıktığınca sessiz çığlık atarsın kimse duymaz.
dört duvarın arasında boğulursun saatlerce. en yakınındaki bile yabancı olmuştur sana.
bu kadar zamansız olmamalıydı...
baktığın soğuk betondan ibaret olsada onlarca şey görür beynin. onunla gittiğin gezdiğin yerler canlanır beyninin en kuytu yerinde. zamanımıydı be dersin sitem edersin kaderine söversin olduk olmadık yerde.
ağlarsın. hayatın acımasızlığına ağlarsın ciğerlerin parçalanırcasına ağlarsın. yine nafile...
çünkü yetmez gözyaşların onu geriye getirmeye. yıldız yıldız bakan gözleri gelir aklına mezarlığın en uçsuz yerine hapsolmuş bir ceset gibi olursun. her gelen geçenden bir fatiha bekleyen bir ceset. tanrının gazabında boğulan bir ceset...