şike olayları hakkında yüzlerce entry yazdım. yazdıklarımın büyük çoğunluğu da gerçekleşti.
sakın sakın yanlış anlaşılmasın bu övünmek için değildi asla. ben arshil olarak söyleyebilirim ki, hiçbir zaman fenerbahçe taraftarının takımlarına, teknik direktörlerine verdikleri desteği yadırgamadım, eleştirmedim, aksine bir çok yazımda ve bir çok fenerbahçe taraftarıyla yaptığım özel mesaj görüşmesinde de bunu dile getirdim.
ve kendi başlığım altında da söylüyorum bunu; eğer bir şike yapılmışsa, eğer fenerbahçe kulübü küme düşecekse en çok canı yanacak olan kişiler fenerbahçe'li futbolcular ve teknik kadrodur. zira emeği veren, alın terini döken onlardı. saha dışında neler oluyor bitiyor bilmezler, toplarını oynarlar, şampiyonlukları ellerinden alındığı takdirde en fanatik fenerbahçeli bile dünyanın öbür ucundan gelip fenerbahçe'de futbolculuk yapan bir insandan daha fazla canı yanamaz.
arshil; trabzonspor'un teşvik primini verdiğini de defalarca kez yazdı ki örnekleri mevcuttur. olası küme düşme olayında trabzonspor'da küme düşecektir bu net kere nettir!
benim rakibim trabzonspor değil fenerbahçeli kardeşlerim. ben burada galatasaray vs fenerbahçe başlığında metin oktay'ın jübile maçında metin oktay'ın çubuklu fenerbahçe formalı resmini, can bartu'nun parçalı galatasaray forması giydiğini; biz günün taraftarlarının ise bu kutsal rekabetin ırzına geçtiğimizi yazdım.
diyorsunuz ki, galatasaray çok mu temiz... maçlar söylüyorsunuz, ben de her defasında o maçları anlatıyorum. kirli veya temiz aramaya çalışmıyoruz burada. adnan polat geçen yıl kongrede idari olarak ibra edilmediği için hüngür hüngür ağlamış olan insanım ben... neden biliyor musunuz? galatasaray'ın yazısız kurallarından birini adnan polat çiğnediği için, galatasaray etiğine uygun bir davranış olmadığı için.
siz "önümüzdeki sezon şampiyon oluruz" diye takımınızı desteklerken ben geçen yıl galatasaray o kadar kötü durumdayken bu sözlüğe en kötü gün bugünse bugün de galatasaray başlığını açtım.
herkes armasının derdinde, herkes armasının peşinde. buna şüphe yok. ama, bizler taraftar olarak armamız ile kişileri ayırdığımız zaman gerçekleri göreceğiz. ne zaman ki kendi armamıza zarar veren içerideki ve dışarıdaki insanlarla aynı ölçüde savaşırız, o zaman gerçek bir taraftar oluruz, aksi halde böyle akşama kadar birbirimizi yer dururuz. ben taraftar olarak özhan canaydın döneminin ortaları, adnan polat döneminin sonuna kadar galatasaray kulübü içinde nasıl bir savaş verdiğimi, nasıl muhalefet olduğumu, o zararlı bünyeleri nasıl yerden yere vurduğumu beni bilenler çok iyi bilirler.
bugüne kadar sadece bir tane fenerbahçe taraftarı "çok .... evladısın biliyor musun dimi" diye mesaj atmıştı bana başka da olmadı. ama dostluklarım oldu, ne kadar galatasaraylı dostum olduysa, fenerbahçeli dostum da oldu. saatlerce tartıştık, ne birbirimize hakaret ettik ne başka bir şey.