derdini, tasanı, sevincini üzüntünü anlatacak kimsenin olmaması. dışardaki insanların arkadaş grupşarına bakıp "neden ben böyleyim, neden ben" sorusunu bıkıp usanmadan sorma durumu.
sonra bir gün ansızın bir arkadaş çıkagelir. şaşırırsın, çünkü tam senin istediğin gibi bir arkadaştır. esprilerine güler, aynı takımı tutarsınız, kız arkadaş ya da erkek arkadaş tipleriniz de aynıdır. artık arkadaşın vardır, mutlusundur. dışardaki insanlara bakıp , imrenmek yerine onlara acımaya başlarsın bir süre sonra. çünkü onların arkadaşları, sürekli yanlarında değildir. senin arkadaşın ise gece gündüz 24 saat yanındadır. fakat ailen senin bir arkadaşının olmasına sevinmek yerine, senin için endişelenmeye başlar. anlamsız gelir sana. seni zorla hasteneye götürürler. doktor amca garip garip sorular sorar, kızarsın. arkadaşına dökersin içini, seni bir tek o anlar.
artık konuştuğun, dertleştiğin kişi sadece arkadaşındır. okulda, dışarda kimseyle konuşmazsın. sen bu kadar mutluyken, insanların senin için endişelenmesi çok garip gelir sana.
bir gün hiç ummadığın bir şekilde, gözlerini açıp baktığında tepende dikilen beyaz önlüklüleri görürsün. annen baban, gözleri yaşlı bakıyorlardır sana. ne yaptıklarını anlamaya çalışırsın. şizofreniden falan bahsederler, anlamsız gelir sana. seni arkadaşından ayırmaya çalışıyorlardır.