dünyada var olan doktriner devlet politikası gerçeği gelişmemiş ülkeler tarafından hiçbir zaman dikkate alınacak düzeyde ne mercek altna alnabildi ne de söz konusu ülkeler sabit devlet politikası saplantısından kurtulabilecekleri bir bilinç seviyesine ulaştı.. fransanın belirli bri devlet politikası var mıdır? yoktur. almanya dış politikada şunu yapmak üzere yola çıkmıştır şeklinde net bir kanıya ulaşılabilinir mi? hayır. neden? çünkü büyük devletler dış politikayı profesyonel düzeyde icra edip her türlü dengeyi gözeterek pragmatist ölçüleri veri kabul ederken, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde dış politika denince akıllarına gelen şey, sorunlu komşular icad edip onlarca yıl o komşularla girilen girdaba vurgularla bütünleşmiş söylem ve fiilleri ard arda dizmektir. türkiyenin yılarca dış politikası, yunanistan ermenistan ve kıbrıs meselesi olmuş ve bir arpa boyu mesafe katedememiştir. ilkesel siyasetten uzak bir yapısa sahip azerbaycan bu kabuğunu erken kırmış ülkelerden biri ve menfaati gereği ifa edebileceği her türlü görüşme ve anlaşmaya açık olduğunun mesajını veriyor. olaya bu açıdan bakıldığında aliyev haklı bulunabilinir. zira ortadoğu adlı cadı kazanında herkesin kendini tehdit altında hissetmesinin gereği olan büyük ölçekli dayanak noktaları arayışı azerbaycan'a has bir karaktersizlik değildir. yıllardır tekstil ihtiyacının neredeyse yarısını türkiyeden sağlayan iran, hali hazırda türkiyeye esnek olmakla beraber 100 de 350 oranında gümrük vergisi uygulamaktadır. amaç çin i üzmemek.. türkiye füze kalkanı meselesinde iran a aba altından sopa göteriyor. amaç, batıyı üzmemek.. oysa azerbaycan bu noktada daha açık kartlar oynayıp konumunu ve potansiyelini bir tür tehdide dönüştürüp ciddiye alınması gerektiğinin altını çizmeye yönelik işler yapıyor ve bu da çevresinde uyandırdığı dikkat oranında azerbaycana ciddiye alınması gereken devlet payesi yüklüyor. azerbaycan iran için eski azerbaycan olmadığı gibi türkiye için de eski manasını kaybetmekte olan ve bölgede sivrilmeye başlayan bir güç vurgusu olmaya başllıyor. irandaki şia etkisinden ziyade türklük iddiasına kapılmış olan milliyetçi azeriler için azerbaycan bir ümit kapısı olmaya başladığı andan bu güne söz konusu coğrafyada silik bir türkiye profiline karşın israil dengeleri bozacak bir pozisyon almış ve güney azerbaycan denilen bölgedeki iran azerileri bağımsızlık için her türlü plana hazır olduklarını hissettirmişken iran ve türkiye için bölge daha da karmaşık olacaktır. zira iran, uluslararası mezhepsel siyasi yatırımlarla birlikte israil düşmanlığını bir arada götürme çabasının yanında israil- azerbaycan ittifakına karşı geliştirebileceği ciddi bir politika için hem zamana hem de maddi dirence ihtiyacı bulunmaktadır. kürtlerin nefretini kazanmış, sünnilewri hayvan yerine koymuş ve şii olmasına rağmen azerbaycanla flört eden milyonlarca azeriyi artık israilin de planlarıyla bir iç tehdit olarak karşısında bulan iran kaybettiği gücünü toparlyabileceği alana artık sahip değildir. türkiyenin müdahil olamadığı bir terazinin israil-azerbaycan kefesi şu anda iran a karşı baskın gelmesi bölgedeki kafa karışıkşlığını arttırdığı için iranı bu çaresizlikten ötürü türkiyeye yakınlaştıracak bir vesileye dönüşebilir. ama türkiye tarihindeki duygusal siyaset üretimi saplantısından ötürü hem azerbaycanı küstürmemek için hem de israili, batının olası tepkilerinden dolayı bir kez daha karşısına almayı istemeyeceği için iran ın yakınlaşmasını elinin tersiyle itecektir. velhasıl, azeri türkiyeye kazık atar, israil azeriye ilan aşk eyler, iran arayışa geçer ama türkiye bdp'yle , kemal kılıçdaroğluyla, başörtüsüyle, balyozla uğraşır ve büyümeye devam ediyoruz demeye devam eder.