Hukukun üstünlüğü ilkesi, yasalların hak ve adalet ilkeleriyle uyum içerisinde olması anlamına gelir. Yani daha basit olarak anlatmak gerekirse, eğer yasa dediğimiz düzenlemeler, adaletli değilse, insanın insan olmaktan kaynaklanan hak ve özgürlülerini kısıtlıyor, yasaklıyorsa o zaman hukukun üstünlüğünden bahsedemeyiz.
Peki nedir kişinin hakları? Anayasa, Basın Yasası ilgili yasa ve düzenlemelerin yanı sıra altında Türkiye nin imzası bulunan birçok uluslararası sözleşmede, ki Avrupa insan Hakları Sözleşmesi bunlardan biridir, kişilerin düşüncelerini açıklama ve haber alma özgürlüğü düzenlenmiştir. Yine anlamayanlar olur diye basitleştirerek anlatalım kişinin düşüncesini açıklamaya hakkı vardır. Ve evet, kişinin haber/bilgi alma özgürlüğü de vardır. Ekşi Sözlük ün kapatılması bir taraftan da hepimizin, haber/bilgi alma özgürlüğüne de indirilen bir darbedir. Hiç kimse ya da hiçbir mahkeme benim haber/bilgi alma özgürlüğümü kısıtlayamaz. Kısıtlıyorsa, o mahkemenin adil olduğunu söyleyemeyiz. Eğer vay efendim ama onlar da Adnan Oktar ın manevi şahsiyetine hakaret etmişler ama denecek olursa, gördüğümüz kadarıyla söz konusu yazılar dava açıldıktan sonra silinmiş. Yani ortada bir hakaret kalmamış. Öyleyse mahkeme neye dayanarak, Ekşi Sözlük yazarlarının ifade özgürlüğünü ve okuyucuların bilgi alma özgürlüğüne sınırlama getiriyor.
Hala bu ülkede hukukun üstünlüğü var ama denmesin.** Ayrıca uzun yıllar mahkeme deneyimlerimden biliyorum ki bu ülkede mahkeme istediği kişiye adil istemediğine pekâlâ adil olamayabiliyor. Evet, hukukun üstünlüğünü biz de savunuyoruz. O bir idealdir.
Sansür karşısında oh ne güzel oldu diyenlere şunu söyleyebilirim, sansür bir gün sizi de susturur. Siz yine görüşlerini beğenseniz de beğenmeseniz de insanların ifade özgürlüğünü savunun.
Diğer taraftan hukukun üstünlüğü, hukukun adalet ve eşitlik ilkesi ve ifade özgürlüğü Adnan Oktar ve dava arkadaşlarına da lazım oluyordur ve olacaktır. Duruşmalarda gördük kendilerini.