Beklenti kavramınının bünyedeki karşılığı doğrultusunda yaşarsın aslında ilişkilerini. iş ilişkisi, aile ilişkisi, sosyal ilişkiler, karşı cinsle olan ilişkiler hep bu beklenti çerçevesinde şekillenir. misal ailende nefret ettiğin huyu olan bir insan mevcuttur, normalde hayatına asla sokmayacağın cinstendir hani. ama kan bağı vs. sebeplerle hayatındadır. ne yaparsın kavga gürültü bi şekilde değiştirmeye çalışırsın. hayatına müdahelede bulunursun, beğenmediğin kısımları aşağılarsın. sonuç, değişir mi o kişi değişmez. sevgili gibi sonunda ayrılamazsın da nihayetinde aynı aileden bile olsan farklı karakteri, farklı bir hayatı olabileceğini yadsıman gerekir. beklentini bi noktada tutunca o kişinin hayatına saygı göstermeye başlayınca ilişkiniz de kolaylaşır.iş ilişkisinde bulunduğun insanla normal hayatında oturup lütfedip iki kelam etmeyeceğini bilirken, onun karakterinin özelliklerini farkedip kendisinden olmayacak istemlerde bulunmamayı, her projeye herkesin dahil edilemeyeceğini öğrenince beklentilerin ona göre şekillenince ilişkini de ona göre düzenlersin. karşı cins ilişkiler biraz daha kompleks haldedir maalesef.gerek soyut gerek somut hayatta tabuların ve sosyokültürel etmenlerin çevresinde şekillendiğinden kendi beklentilerin de aslında toplumun beklentileriyle şekillenir. bunu çoğu insan farkedemez bile. aslında kimse ilişki yaşayamaz biri değildir. dünyada garip bir denge söz konusudur. türklerin sıklıkla kullandığı her körün bir topal alıcısı vardır cümlesi de yeterince haklıdır. mesela namus kavramına önem veren insanın beklentisi gereği yine bu kavrama önem veren birini bulmak olacaktır. ya da din konusunda hassas olup hayatını bu yönde şekillendirmişse karşısında da öyle birini bulmak isteyecektir. beklentileri bu yönde olan insana hak vermek de yadırgamak ta aslında saçmalıktır. çünkü beklenti sadece tek kişilik bir olgudur. aynı beklentide olduğun birine rastlarsan kendinize ait beklentileri yanyana getirmiş olursunuz hepsi bu. toplumdaki en büyük yanılgı insanların beklentilerini diğer insanların etiketlemesidir. Çirkin kızsan çirkin birini bulmalısın. güzel kızsa gözü yüksektedir bana gelmez. akıllı kızsa başa bela olur. yakışıklı erkekse gözü dışarda olur vs. hiç sordun mu peki. belki benzer beklentiler içindesindir karşıdaki insanlarla. ilişkileri çok bilinmeyenli denklem haline getiren temel problem insanların iletişim kurmayı becerememesi ve toplum beklentileri doğrultusunda hareket etmesidir. gerek sanal yazılarda gerek sosyal hayattaki diyaloglarda yaftalar üzerinden hareket edilerek insanlar tanınmaz. ilişkilerde görsellik kuvvetle önemlidir tabi ama kime göre olan görsellik. a kişisine çirkin geldiği için iletişim kurmaya bile yeltenmediği bir insan b kişisine güzel geldiği için iç dünyasını ve beklentilerini öğrenmeye çalışabilir.hatta burdan ortaya güzel bir beraberlik bile çıkabilir. bi de tam tersi söz konusudur. toplum genelinde güzel olan biri ile iletişime geçmenize rağmen sadece ve sadece beklentiler uyuşmadığı için ortaya bir ilişki çıkmayabilir. bunu namus, bekaret, ihanet, hakaret, çıkar gibi kelimelerle yaftalamaya gerek yoktur. sonuç olarak; kendini ne kadar tanırsan beklentilerini o kadar bilirsin, beklentilerini ne kadar bilirsen ilişkini o kadar geliştirebilirsin.