geçenlerde ailecek yemek yerken babamla aramızda tartışma çıktı ve ben sinirlerime hakim olamayarak ona yemek fırlattım. o ise hiç bir şey demeden sessizce evden çıktı ve bahçeye gitti. babama yemek fırlatmamın verdiği vicdan azabıyla arkasından baktım ve bahçede hıçkırarak ağladığını gördüm. o görüntüyü gördükten sonra bi hafta filan rahat uyuyamadım be.
başka bir gün ise; annem hasta olduğu için kahvaltı hazırlayamadığından dışarıda kahvaltı eden benim harçlığımın kahvaltılarla bittiğini düşünen babam, gece geç saatlerde işten gelmiş ve benim için alışveriş yapıp yumurtasından balına, pekmezinden tereyağına kadar kahvaltı sofrası hazırlayıp musluğun üstüne bırakmış. sabah kalktığımda hazine bulmuş gibi sevinen benle aynı saate kalkan ve kahvaltıyı ilk defa görmüş gibi davranan babam ise kardeşimin kahvaltıyı hazırlamış olabileceğini söyledi. daha sonra annemden her şeyi öğrendim tabi.
bugün başıma gelen olayda ise doktorumun beni şehirdışındaki bir hastaneye yollamasını babama söylediğim anda cebinde para olmadığını bildiğim halde '' ben bulurum sana para, gidersin '' demesi onun nasıl bir insan olduğunu anlatıryordu. ailesini umursamayan, kendi zevkleri için ailesinin boğazından kesen babalar sadece filmlerde var galiba zira benim babam toyota gibi adam.