tanım 1 : bizim evin misafir çocuklarının tam tipidir.
gelirler, oraya buraya sallaşırlar, dağıtırlar, annemin üzerine başımızı koymamıza izin vermediği desenli kırlentleri alıp kıç altına koyarlar, üzerinde tepinirler.bizim önünden parmak ucunda geçtiğimiz beyaz koltuklu misafir odasında, koltuk üstünde zıplamaca oynarlar. meyve suyu bardağa koyulduktan yaklaşık 15 mikrosaniye sonra dirseklerini çarpma sebebiyle, meyve suyunu dökerler. anne sinirlenmez. annesi azıcık atarlansa çocuğa "ay bırak bırak çocuk onlar" diyerek aptal bir gülümsemeyle gezer ortalıkta.çılgın atarsınız içinizden.
çocuk yemekten sonra yağlı elleriyle kapının kolunu tutar. ağzı doluyken, meyve suyu içmeyi beceremez, bardağın gibi hep poğaça kalıntısı. öldürmek istersiniz öldüremezsiniz.
elini ağzını yıkamaya gider, banyonun da ağzına sıçar. gitmek üzere kapıya yanaşınca da bu oyuncak benimmmm anneeeee bu benim olsun diye ağlamaya başlar piç kurusu, annenizin gözünün bebeğine bakarsınız verme la diye, o sıra tusubasanın gözleri gibi dolar gözleriniz, anne " ay yavrum ağlama teyzeciğim, alsın annesi alsın, oynamıyo zaten bizimkiler" der çocuk oyuncağı alır ve giderler. olay burda biter mi bitmez!
anne kapıyı kapatır kapatmaz alıverir terliği eline. sebepsiz bir şekilde dayak yersiniz. yaramazlık yaptın der der vurur terlikle. lan ben naptım, demin kadına yavşak yavşak "çocuk onlar şekerim nolucak toparlarız diyordun" şimdi ne oldu diye içinizden geçirirsiniz.
akşamda babaya şikayet edilirseniz, daha güzeli yoktur. baba güya anneyi üzdük diye trip atar. konuşmaz. annenizi üzerseniz o yok bu yok ayakları.
tanım 2: asla olamadığım çocuk tipidir.
sonra, iadeyi ziyaret söz konusu olur. hobaaa. gidiyim ortalığın ağzına sıçmazsam insan değilim lan diyerek hayal kurmaya başlarsınız. kırlentleri dağıtacak, meyve suyunu dökecek, onun da en güzel bebeğinin bacağını koparacaksınızdır.
anne çağırır, mutfağın ortasına sofra bezini serer, kahvaltıdan yeni kalmış olmanıza rağmen dayar size yemeği. doyur karnını, oraya gidince bir şey isteyip, sofraya oturduğunu görmeyeceğim der. söve söve yersiniz. sonra anne hızlı hızlı yürürken siz de koşar adım peşinde, bıngıldağınız sallana sallana koşturursunuz peşinde.
misafirliğe gittiğiniz evde, en köşede, göz önünde olmayan koltuğa oturur, çişiniz gelse de kalkmazsınız.
çocuk kalksın oynasın der misafirliğe gittiğimiz hanım teyze, o biraz rahatsız sabah da ateşi vardı. otursun, koşturursa hasta olur der geçiştirir anne.
nah hastayım, tembihliyim sadece derim içimden.